Rojava’dan gelen heyet, İsviçre Parlamentosu’nda bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Heyet, ilk olarak İsviçre Parlamentosu’nu ziyaret ederek parlamenterlerle bir araya geldi.
Görüşmelerde, Kürt Halk Önderi’nin barışa olan inancı ve fikirleri üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. Heyet üyeleri, Rojava’daki mevcut durum, barış çabaları ve demokratik projeler hakkında bilgi paylaştı.
İsviçre’de temaslarda bulunan Rojava Kadın Heyeti, Kürt Halk Önderi’nin barışa olan inancı ve fikirlerini paylaşmak, Rojava’daki kadın devrimi ve demokratik kazanımları aktarmak amacıyla İsviçre Parlamentosu’nu ziyaret etti. Heyet daha sonra Bern’de bulunan Kürt Derneği’nde halkla bir araya geldi.
Heyet; Süryani Kadınlar Birliği Başkanı Georgette Barsom, Kongra Star Koordinatörü Jian Hussein, Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi Üyesi ve Yöneticisi Amina Omar, Zenobia Kadınlar Meclisi Sözcüsü Shahrazad Al-Hussein Al-Jassim ve Suriye Kadın Meclisi Sözcüsü Mona Yousouf’tan oluştu.
Ziyaret kapsamında yapılan görüşmelerde, Rojava Devrimi’nin kadın özgürlükçü yapısı, Suriye’de demokratik çözüm çabaları ve bölgedeki siyasi gelişmeler ele alındı. Heyet üyeleri, barışın ancak eşit yurttaşlık, kadın özgürlüğü ve halkların ortak mücadelesiyle mümkün olacağını vurguladı.
Ziyaretin ardından heyet, Bern’de bulunan Kürt Derneği’nde halkla buluştu. Burada yapılan toplantıda, halkın soruları yanıtlandı ve Rojava’daki son gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
Jiyan Hiseyni: “Amacımız herkesin eşit yurttaş olduğu demokratik bir Suriye inşa etmek”
Rojava’dan gelen heyet İsviçre Parlamentosu’nda temaslarda bulunurken, heyet adına konuşan Jiyan Hiseyni önemli açıklamalarda bulundu. Hiseyni, Rojava’daki devrim sürecini, kadınların rolünü ve Suriye’nin geleceğine dair vizyonlarını anlattı.
Hiseyni, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz de çok zorluk ve zahmetler gördük. IŞİD ve diğer çeteler Türkiye’nin desteğiyle alandaydı. Hâlâ bazı bölgeler Türkiye’ye bağlı çetelerin kontrolü altında; Efrîn, Minbic ve diğer yerler gibi. Buna bağlı olarak Rojava’da büyük göçler yaşandı. Ancak göç edenler zamanla yeniden örgütlenebildi.”
Kadınların Rojava devrimiyle birlikte toplumda öncü konuma geldiğini belirten Hiseyni, “Rojava devrimi sayesinde dünyada bir ilk gerçekleşti; kadın ve erkek eşit bir şekilde yönetime dahil oldu. Artık kadınlar her alanda mücadelenin ön saflarında yer alıyor” dedi.
Hiseyni, Suriye Geçiş Hükümeti Başkanı Ahmet Sara ile yapılan görüşmelere de değinerek şu bilgileri paylaştı:
“Demokratik Suriye Güçleri ve Suriye Geçiş Hükümeti Başkanı Ahmet Sara sekiz madde üzerinde anlaşmıştı. Ancak bu maddelerin hiçbiri hayata geçirilmedi. Biz tüm taleplerimize ve çabalarımıza rağmen suçlanıyoruz; sanki bu maddelerin uygulanmasına biz engel oluyormuşuz gibi gösteriliyor. Oysa bizim tek amacımız, herkesin eşit yurttaş olduğu demokratik bir Suriye inşa etmektir.”
Hiseyni, geçmişte Suriye’de din ve milliyetçilik üzerinden yürütülen siyasetin toplumu derin yaralara sürüklediğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Suriye’yi 50 yıl öncesine döndürmek istemiyoruz. O dönem din ve milliyetçilik temelli siyasetle katliamlar yaşandı. Bugün ise radikal İslamcılık yükseliyor; kadınları, farklı inançları ve mezhepleri reddediyor. Çok yakın zamanda Aleviler ve Dürziler katliamlara uğradı, hem de dünyanın gözü önünde. Bu durum artık sona ermeli.”
Son olarak Hiseyni, Rojava’daki mücadelenin kararlılıkla süreceğini vurguladı:
“Bizim amacımız herkesin eşit yaşadığı, hiçbir inancın ya da kimliğin dışlanmadığı, kadının baskı görmediği bir Suriye yaratmaktır. Kadınlar bugün hem toplumsal mücadelede hem de erkek egemen zihniyete karşı direnişte öncüdür. Kazanımlarımızı koruyacağız ve mücadelemiz sürecek. Asla teslim olmayacağız.”
Emine Omar: “Silahlı gücümüz ve demokratik özerkliğimiz kırmızı çizgimizdir”
Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi üyesi Emine Omar, İsviçre Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada Orta Doğu’daki siyasi dengelere, uluslararası güçlerin bölgedeki politikalarına ve Rojava’nın geleceğine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Omar, konuşmasında dünyanın ve özellikle Orta Doğu’nun sürekli değişen bir dengeye sahip olduğunu vurguladı:
“Dünyada ve özellikle Orta Doğu’da gündem ve dengeler sürekli değişiyor. Bizler de bu coğrafyanın bir parçasıyız. İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını hepimiz gördük. Bunun devam etmeyeceğinin garantisi yok; yarın Irak’ta ya da Suriye’de de benzer şeyler yaşanabilir. Irak’ta Haşdi Şabi var; bölgedeki ülkeleri zayıflatmak için yeni bir Irak-İran savaşı bile çıkarılabilir.”
Uluslararası güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda Orta Doğu’da hareket ettiğini ifade eden Omar, şunları dile getirdi:
“Orta Doğu hem kültürel hem de yeraltı kaynakları açısından çok zengin bir bölge. Uluslararası egemen güçler bu zenginliği kendi çıkarları için kullanıyor. Örneğin Ahmet Şara, Suriye’nin başına neden getirildi? Daha düne kadar Amerika, Şara’nın başına 10 milyon dolar ödül koymuştu; bugün ise Birleşmiş Milletler toplantısında konuşma yapıyor. Bu da gösteriyor ki uluslararası güçler kendi çıkarlarına göre kişileri kullanıyor.”
Rojava’nın mevcut hükümetle diyalog kurmaya açık olduğunu belirten Omar, 14 yıllık mücadeleye ve bedellere dikkat çekti:
“Biz de Suriye’de yaşıyoruz, oranın bir parçasıyız. Elbette mevcut hükümetle oturup konuşacağız. 14 yıldır büyük bedeller ödedik, bu bedeller karşılığında kazandığımız değerler bizim için çok kıymetlidir. Ancak bugün Rojava’da statü sahibi olmamızın önündeki en büyük engel Türkiye’dir.”
ABD ve Fransa’nın, Suriye hükümetiyle diyalog kurulmasını istediğini belirten Omar, bu durumun tarihi bir gelişme olduğunu söyledi:
“Şu an öyle görünüyor ki Amerika ve Fransa, Suriye hükümetiyle bir ittifak kurmamızı istiyor. Bu tarihte bir ilktir; Kürtler ilk kez Suriye hükümetiyle masaya oturuyor. Daha önceki rejim döneminde de görüşmeler oluyordu ama ciddiye alınmıyordu. Şimdiki geçiş hükümeti radikal İslami bir anlayışa sahip olsa da bizimle masaya oturmak zorundadır.”
Omar, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) varlığına yönelik baskılara da tepki gösterdi:
“Biz demokratik katılımdan yanayız, ancak silahlı gücümüz ve demokratik özerkliğimiz kırmızı çizgimizdir. Bazıları diyor ki Demokratik Suriye Güçleri, Suriye ordusuna katılsın. Ortada bir ordu yok; çetelerden oluşmuş bir yapı var. DSG ise örgütlü, disiplinli bir ordudur; 100 binden fazla mensubu vardır ve içinde Kürtler, Araplar, Süryaniler yer alır. Bizden silahlarımızı bırakmamız ve onların kontrolüne girmemiz isteniyor; bu mümkün değil.”
Türkiye’nin, Fransa’da yapılması planlanan görüşmelere de müdahale ettiğini belirten Omar, diyalog sürecinin tamamen kesilmediğini ifade etti:
“Daha önce Fransa’da geçiş hükümetiyle bir araya gelecektik, belirli konularda anlaşmaya varılmıştı ancak Türkiye bu görüşmelere müdahale etti ve toplantının yapılmasına karşı çıktı. Diyalog tamamen kesilmiş değil, ancak ciddi engeller var. Bundan sonraki olası bir görüşme, bir Arap ülkesinde ya da Rojava’da yapılabilir. Fakat geçiş hükümeti görüşmenin Şam’da gerçekleşmesini istiyor, biz ise Suriye dışındaki bir ülkede olmasını talep ediyoruz.”
İsviçre / Dilbirin Turgut
