Bolu F Tipi Cezaevi’nde 35 tutsağın tahliyesi engellendiğini belirten ÖHD’li Berivan Barin, tahliyesi engellenenlerden 34’ünün 30 yıldan fazladır cezaevinde tutulduğunu kaydetti.
Cezaevlerinde tutsaklara dönük hak ihlalleri sürüyor. Çeşitli hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen Bolu F Tipi Cezaevi’nde 35 tutsağın tahliyesinin İdari ve Gözlem Kurulu tarafından “iyi halli” olmadıkları iddiasıyla ertelendiği belirtildi.
İdari ve Gözlem Kurulu, Nedim Yılmaz’ın 8, Deniz Öztürk, Halil Dağ, Şahap Elbasan ve Abdullah Çelik’in tahliyelerinin ise 7 kez ertelendiği belirtildi. Ayrıca tahliyesi ertelenen 35 tutsaktan 34’ünün, 30 yıldan fazladır cezaevinde tutulduğu kaydedildi.
Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutsakların tahliyelerin ertelenmesine ve cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Berivan Barin değerlendirmelerde bulundu.
Bolu F Tipi Cezaevi’nde hukukun askıya alındığını söyleyen Berivan Barin, “Bolu F Tipi Cezaevi’nde müvekkillerimiz üzerinden şahit olduğumuz tablo, sadece bir ceza infaz kurumunun iç işleyişine dair değil, hukuk devleti ilkesinin ne ölçüde zedelendiğine dair bir turnusol kağıdıdır. İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla şu an 35 mahpusun tahliyesi sistematik biçimde engelleniyor. Üstelik bir mahpus hariç 34 kişi 30 yılı aşkın süredir cezaevinde tutuluyor” dedi.
‘KEYFİ VE İDEOLOJİK’ GEREKÇELER
Tahliyeleri engelleyen İdare ve Gözlem Kurulu’na değinen Berivan Barin, “Kurulun temel görevi, mahpusların ‘iyi halli’ olup olmadığını değerlendirerek şartlı tahliye süreçlerini yönlendirmek. Ancak Bolu F Tipi Cezaevi özelinde bu mekanizma, keyfi ve ideolojik gerekçelerle tahliye hakkının gasp edildiği bir araca dönüşmüş durumda. İdari Gözlem Kurulu kararlarının hiçbir yasal dayanağı yok. Kanunda böyle bir zorunluluk yokken, fiilen şartlı tahliye ancak ‘pişmanlık’ beyanına bağlanıyor. Üstelik bu değerlendirmeler yüz yüze gelinmeden veriliyor yani müvekkiller kurula çıkmıyor dosya üzerinden tahliyeleri uzatılıyor” diye belirtti.
BOLU CEZAEVİ’NDE BİRÇOK HAK İHLALİ
Bolu F Tipi Cezaevi’nde birçok hak ihlalinin meydana geldiğini vurgulayan Berivan Barin, “Hasta mahpuslar, revire geç çıkarılıyor, tedaviye erişimleri kısıtlanıyor. Kelepçeli muayene dayatması ve jandarma eşliğinde muayene, hasta mahremiyetini ihlal ediyor. Anadilde haberleşme hakkı engelleniyor. Örneğin Kürtçe yazılmış mektuplar ‘anlaşılmıyor’ gerekçesiyle gönderilmiyor. Mahpuslardan tercüman ücreti isteniyor. Mektup gönderme hakkı, özellikle milletvekillerine ya da avukatlara yazıldığında sansüre uğruyor. Kitaplara, defterlere el konuluyor. Muhalif yayınlara ulaşım neredeyse imkânsız” ifadelerini kullandı.
‘CEZA BİTTİĞİ HALDE CEZA DEVAM EDİYOR’
Berivan Barin, “Bolu Cezaevi çok öne çıkıyor. Çünkü Bolu, özellikle ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin ve müebbet hükümlülerinin tutulduğu, siyasi tutsakların yoğunlukta olduğu bir cezaevi. Bu nedenle ideolojik sadakat ve biat dayatmaları burada daha sert yaşanıyor. Hukuk burada askıya alınmış durumda. Ceza bittiği halde tutsaklık devam ediyor” dedi.
