Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanı Fidan’a seslenen HEDEP’li Sezai Temelli, “Denediniz ve en iyi siz bilirsiniz. Abdullah Öcalan’ı yok sayarak bu alanda çözüm üretme olanağımız yok. Çünkü Abdullah Öcalan küresel aktörlerin başında geliyor” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Mûş Milletvekili Sezai Temelli, Meclis’in Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Dışişleri Bakanlığı bütçe toplantısında Kürt sorunun çözümünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rolüne dikkat çekti.
‘ATEŞ ÇEMBERİ GİDEREK BÜYÜYOR’
Konuşmasına “Sizin elinizde çekiç var ve bütün sorunları çivi olarak görüyorsunuz” diyerek başlayan Temelli, “Oysa ellerinizde başka şeyler olmalı. Belki de küresel siyaseti yönetebilecek diplomasi adına önemli araçları barındırmanız gerekiyor” dedi.
Temelli, devamında ise Kürt sorunun çözümsüzlüğünün zirve yaptığını ardından ise demokratik açılımın yaşandığını ancak devam etmediğini anımsattı. Temelli, “Bu kırk yıl boyunca neler yaptık neler yapamadık ve biz neden küresel siyasete belirleyici bir konuma çıkamıyoruz? Ankara merkezli hinterlant oluştursanız gelişmeleri bu hinterlant üzerinden değerlendirseniz çevremizin giderek ateş çemberine dönüştüğünü göreceksiniz. Bu giderek büyüyor” şeklinde konuştu.
‘ÖCALAN’A RAĞMEN ÇÖZÜM ÜRETME OLANAĞIMIZ YOK’
Dış politikanın bu ateş çemberini azaltan bir noktadan hareket etmesi gerektiğini belirten Temelli, “Tek ayırt edici faktör; 2013-15 arasındaki dönemdir. Neden? Kürt sorunun çözümüne dair aslında çok kritik gelişmeler yaşanıyordu. Demek ki bu sorunu çözmeliyiz. Bu gidişatı değiştirmek için bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bu sorun artık küresel bir mesele. Hepimiz artık küresel aktörleriz. Bu küresel aktörlerin başında ise Abdullah Öcalan geliyor. Burada İmralı Adası önümüze önemli bir adres olarak çıkıyor. Denediniz ve en iyi siz bilirsiniz. Bildiğiniz için de Abdullah Öcalan’a rağmen ve Abdullah Öcalan’ı yok sayarak bu alanda çözüm üretme olanağımız yok” ifadelerini kullandı.
‘ÇATIŞMA MI UZLAŞMI MI?’
Ortadoğu’daki gelişmelere değinen Temelli, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, “Siz sürekli bir çatışma iklimi ile mi devam edeceksiniz yoksa uzlaşı alanlarını yaratacak mısınız?” diye sordu.
Temelli, sözlerine şöyle devam etti:
“Dışişleri Bakanı olacaksınız bütün uzlaşı alanlarını yaratmak zorundasınız. Hiç olmayan müzakere alanlarını dahi yaratmak zorundasınız. Bütün diyaloglar sizin için kıymetli olmalı. Siz bir diyaloglara evreninde yaşamalısınız. O diyaloglardan ilişkiler üretmelisiniz. Ama bizim karşımızda ne var? Sürekli bir silahlanmaya düzenleme yapan ve savaş üzerinden bütün bölgeyi okuyan bir anlayış var. Bu bölgeyi biz yönetebiliriz. Ama bu bölgeyi yönetilmesindeki kritik faktör; Kürtler ile Türkler arasındaki ‘Yeni bir Misak’tan’ geçiyor. Ayrışmadan, bölmekten değil. Kürt barışı dediğimiz bu zaten. Toplumsal barıştan bahsediyoruz. Yoksa bir sınır barışından kimse bahsetmiyor.”
‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLSEYDİ İSRAİL SALDIRAMAZDI’
Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada belirleyici faktör Kürt sorunun, Suriye’nin demokratik çözümünden geçiyor. Irak’taki yapının istikrarından geçiyor. Bu iş silahla olmaz. Silahla ancak bu çözümsüzlük süreci uzar, sürdürülebilir. Çözüm üretsek zaten silahlara gerek olmayacak” dedi.
Temelli, Türkiye tarafından sonlandırılan “diyalog sürecine” de değinerek, şunları söyledi:
“Eğer bu projeksiyona bağlı kalmış olsaydık İsrail zerre miskal Gazze’ye saldırmaya cesaret edemezdi. Ne Filistinlilere saldırmaya ne de bölgedeki nüfusunu artırmaya yönelik bölgeye bu türden istikrarsızlığa sürüklemeye cesaret edemezdi. Bakın bölge dediğimiz şeyi hafife almayın. Bölgeden enerji, ticaret ve finansal kaynakları güzergahlarından bahsediyoruz. Kapitalizm krizini gelip bu bölgeden çözmek istiyor. O yüzden NATO, ABD’si, Haşdi Şabisi ve herkes burada. Çünkü krizi buraya boca etmek istiyorlar.”
HARİTA İLE TEPKİ GÖSTERDİ
Temelli, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında Kuzey ve Doğu Suriye’de planladığı “tampon bölge”ye ilişkin haritasını kaldırarak, şöyle dedi:
“Mülteci sorunu bu şekilde çözülebilir mi? Çözülemez. Bu yerleşimci akıldır. Bu oradaki krizi çok daha fazla derinleştirir. Siz kuantumdan bahsettiniz. Kuantum hiçbir şeyi dışardan bırakmama hali, hiç de dahil buna. Dolasıyla çözüm üretiyorsak üretmek istiyorsak her şeyi sürece dahil ederek çözüm aramamız lazım. Siz buradan beli bir alanı dışlayıp, hata onu bir mühendislikle ile tasarlayıp oraya mültecileri yerleştirip bir sorunu çözemeyeceğinizin dersini çıkarmanız lazımdı. Burada demokratik bir inşa yapmadan Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemeyeceğimizi biliyoruz artık. Çünkü burası Nepal değil. Burası öyle bir sorun değil. Burası Orta Doğu. Bunları çözecek gücü açığa çıkarmalıyız, var etmeliyiz. Bu da Kürt sorunun çözümünden, Kürtler ve Türklerin bir arada birlikte hareket etmesinden geçiyor. Bunu başarabilir miyiz? Denedik, başarısız olduk. Ama bunu bir daha denemeyeceğiz anlamına gelmiyor.” (MA)