DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Adalet Bakanlığı’nın “tecrit yok” yanıtına tepki göstererek, “Bu tecrit 24 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Hemen bir inceleme heyeti adaya gitmeli” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. 2. Lig Kırmızı Grupta şampiyon olan Amedspor’u tebrik eden Temelli, “Amed diye bir yer var mı’ ya da ‘Amedspor diye bir takım var mı’ diyenler de herhalde bu şampiyonluk sonrası Amed’in yerini bulmuşlardır” dedi. Hıdrellez Bayramı’nı kutlayan Temelli, idam edilişlerinin yıl dönümünde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı andı.
‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI 1 MAYIS’TA SUÇ İŞLEDİ’
İstanbul’da yapılan 1 Mayıs gözaltılarına tepki gösteren Temelli, “İstanbul’da ortaya konulan sahne; aslında büyük bir suçun resmedilmesinden başka bir şey değil. Suçu kim işledi? Suçu İçişleri Bakanlığı, kolluk işliyordu. Anayasa Mahkemesinin verdiği karara rağmen Saraçhane’de 42 bin polis görev almış, tüm bu polislerle 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının önüne geçmeye çalıştılar. 200’den fazla insanı gözaltına alındı, 38’i maalesef tutuklandı. Bunu kabul etmiyoruz. Tutuklananların serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
‘TECRİT YOK’ YANITINA TEPKİ
Temelli, Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Müdürlüğü’nün İmralı’da “tecrit olmadığına” dair iddiasına tepki gösterdi. Temelli, “Bakın biz Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na tüm vekillerimizle beraber yaptığımız başvuruda, İmralı’da istisnai bir rejim uygulanmasının söz konusu olduğunu belirttik. Komisyon, Adalet Bakanlığı’ndan gelen yazıyı almış bize aynen aktarmış ve diyor ki; ‘Tecrit yoktur.’ Nasıl yoktur? Bakın 4 yıl 1 aydır aile görüşü yok. 4 yıl 8 aydır avukat görüşü yok. 38 aydır mutlak iletişimsizlik var. Komisyon bize yazı yazarken; adeta bizim aklımızla alay edercesine diyor ki tecritten bahsedebilmeniz için mutlak iletişimsizliğin olması gerekir. E mutlak iletişimsizlik var. 38 aydır herhangi bir iletişim kanalı açık değil. Hiçbir haber alınamıyor” dedi.
Temelli, şunları söyledi: “Sayın Öcalan’ın sağlığı hakkında bile hiçbir bilgiye sahip değiliz. Gelen raporda diyor ki 3 haftada bir dahiliye doktoru ile bir psikiyatrist ziyarete gidiyormuş ve adada sağlık durumunu tetkik ediyorlarmış. Bununla ilgili bir bilgi dönüşü yok. Kaldı ki 3 haftalık periyotların çok uzun olduğunu da biliyoruz. Evet tüm bu karanlığın, tüm bu içinde yaşadığımız adaletsizliğin, tüm bu yaşanan siyasi krizin aslında en önemli nedeni İmralı tecrididir. Bunu artık çok iyi biliyoruz. Bu tecrit 24 yılı aşkın bir süredir devam ediyor ve Türkiye siyasi krizlerin içine boğuşmaya ve büyük bir hukuksuzluk ve adaletsizliğin içinde sıkışmaya devam ediyor. Bunun bir an önce sonlanması adına biz Meclis İnsan Hakları Komisyonunu bir kez daha göreve davet ediyoruz. Hemen bir inceleme heyetinin adaya gitmesi zarurettir.”
KABİNE TOPLANTISI
Kabine toplantısı gündemine de değinen Temelli, “Kabine bugün ataması yapılmayan öğretmenleri gündemine alacakmış. Ve uzun süredir beklenen bir konu. Göreceksiniz yine dağ fare doğuracak. Çok az bir atamayla öğretmenlerin yine beklentileri karşılanmayacak. Çünkü kaynakları halk için, öğretmenler için, sağlık emekçileri için, işçiler için, esnaf için, çiftçi için değil, sermaye içindir. Türkiye’deki gelir dağılımı da iyileşemez, yoksullukla mücadele edilemez. İşte bu nedenle sürekli olarak DEM Parti’ye saldırıyorlar. Çünkü hakikatin sesi susturmak istiyorlar. Çünkü yoksulların partisi olan, işçinin, emekçinin, esnafın partisi olan, öğretmenin partisi olan DEM Partiyi susturmak istiyorlar. Susturmak adına da DEM Parti’yi her türlü hukuksuzlukla suçlamaya devam ediyorlar” diye konuştu.
‘KAYYIMI KONUŞMAK AHLAKSIZLIKTIR’
Belediyelere kayyım atanacağına dair iddialara tepki gösteren Temelli, şöyle devam etti: “Kayyım konusu utanç konusudur bu ülkede. Kayyımı konuşmak bir ahlaksızlıktır. Çünkü kayyımların bütün icraatları ahlaksız icraatlardır. Hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak bunu çok net ifade ediyorum. Hem halkın iradesine çökülmüştür hem de halkın kaynakları adeta gasp edilmiştir. Kayyımı konuşanlara burada çağrı yapıyoruz; özellikle de İçişleri Bakanlığına çağrı yapıyoruz, kayyım döneminin incelemeleri için acil olarak müfettiş görevlendirsinler. Bu israfın, bu soygunun, talanın kaynaklarını, nedenlerini araştırsınlar. Ayrıca buradan Hazine Bakanı’na çağrı yapıyorum; Hazineyi zarara uğratmış birçok işlem söz konusudur kayyımlar eliyle. Hazine de bu konuda geç kalmaksızın müfettiş görevlendirmelidir.”