İsviçre’ye iltica eden Kürt gazeteci Dilbirin Turgut, Kürt kimliğinin ve kültürünün gazetecilik çalışmalarına nasıl yansıdığını anlattı.
Turgut, yaşadığı Türkiye’de gazetecilik yaparken maruz kaldığı baskılar ve tehditler sonrasında aldığı bu kararı Kürt kimliği ve gazetecilik arasındaki derin bağlarla anlatıyor.
İltica sürecinde karşılaştığı zorluklar ve gazeteciliğe olan tutkusunu da paylaşan Turgut, gelecekteki gazetecilik kariyerinde umutlarını ve hedeflerini de açıklıyor. Gazeteci Dilbirin Turgut’un samimi sözleri, Kürt kimliğinin gazetecilikteki önemini ve gazeteciliğin toplumsal dönüşüme katkılarını vurguluyor. İki yıldır İsviçre’de sürgünde olan Dilbirin Turgut sorularımızı yanıtladı.
İsviçre’ye iltica etmenizdeki en büyük etken neydi?
“HAKLARIM SÜREKLİ İHLAL EDİLİYORDU”
İsviçre’ye iltica etme kararı alırken aslında birçok faktör etkili oldu. Öncelikle, ülkemde gazetecilik yaparken sürekli olarak baskı ve tehditlerle karşı karşıya kalmam, mesleğimi icra etmeme engel oluyordu. Gazetecilik mesleğinin en temel prensiplerinden biri olan ifade özgürlüğü ve haber alma hakkı, benim için vazgeçilmezdi ancak bu haklarımın sürekli olarak ihlal edilmesi ve buna benzer gerekçelerle bir cezaevi süreci yaşadım. İşte bunlar ve daha sayamadığım bir sürü olumsuzluk doğup büyüdüğüm toprakları terk edip İsviçre’ye iltica etme kararı almamda belirleyici oldu.
Kürt kimliğiniz ve kültürünüzün gazetecilik çalışmalarınıza nasıl yansıdığını düşünüyorsunuz?
“GAZETECİ ZOR BİR MESLEKTİR“
Kürt kimliğim ve kültürüm, gazetecilik çalışmalarıma derinden yansıyor. Kürt bir kadın olarak, yaşadığım toplumun sesi olmak, kadının sesi olmak, cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkmasına katkıda bulunmak ve Kürt halkının yaşadığı zorlukları, haksızlıkları ve güzellikleri dünya ile paylaşmak benim için çok önemli. Kültürel mirasımızı korumak ve yaymak, gazetecilik mesleğimi daha anlamlı kılıyor.
Kültürel kimliğimle barışık bir şekilde gazetecilik yapmak, benim için oldukça güçlü bir deneyim. Bu sayede hem mesleğimi yaparken kendimi ifade etme özgürlüğüne sahip oluyorum hem de Kürt toplumunun sesi olma sorumluluğunu taşıyorum. Bu deneyim, beni gazetecilik alanında daha güçlü ve etkili kılıyor. Gazetecilik gerçekten zor bir meslektir. İleride gazetecilik kariyerimde yapmayı umduğum şeyler arasında, daha geniş kitlelere ulaşarak Kürt meselesini ve insan haklarını daha etkin bir şekilde ele almak var. Aynı zamanda, genç gazetecilere mentorluk yaparak onların yeteneklerini geliştirmek ve ifade özgürlüğü mücadelesine destek olmak istiyorum.
İltica süreciniz nasıl gelişti ve yeni yaşamınızda hangi zorluklarla karşılaştınız?
“DOSTLARIM BANA ÇOK DESTEK OLDU”
İltica sürecim oldukça karmaşıktı ve birçok zorlukla karşılaştım. Özellikle dil bariyeri ve yeni bir kültürle adapte olma süreci benim için zorlayıcıydı. Ancak, İsviçre’deki sığınma hizmetleri ve buradaki Kürtler ve dostlarının desteği sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyorum ve yeni bir yaşam kurabilme imkanına sahip olabileceğimi umuyorum.
Gazeteciliğe nasıl başladınız ve bu mesleği neden seçtiniz?
“MESLEĞİMİ GURURLA YAPTIM”
Gazeteciliğe olan tutkum ve inancım beni bu mesleği seçmeye itti. Küçük yaşlardan itibaren toplumsal adaletsizliklere karşı duyarlılığımı ve haber alma arzumu keşfettim. Gazetecilik, insan haklarını savunma ve toplumu bilgilendirme aracı olarak benim için çok değerli. Bu nedenle, mesleğimi seçme kararımı büyük ölçüde bu değerler ve inançlar belirledi.
Gazeteciliğe nasıl başladım sorusuna şöyle cevap vereyim 2012 Mart ayıydı ben o dönem Midyat Kadın kapalı zindanındaydım ve tam 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde JİNHA Kadın ajansı açılmış. Bu ajans Türkiye de ilk kadın haber ajansıydı ve ilgimi çok çekmişti tabi ben tahmin etmezdim çıkıp orada gazetecilik yapacağımı. Ve çok ilgimi çeken Haber ajansında Kürtçe servisinde bir yıl çalıştım bu benim için bir gurur olmuştu ama maalesef yine cezaevinde girdim ve yine yarım kalan bir hikaye olarak kaldı bende. Çok geçmeden Türkiye’nin ilk kadın haber ajansı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla kapatıldı. Orda çalışan yoldaşlar hala benim için çok değerli çünkü bana çok emekler harcadılar. işte Gazeteciliğe orda başladım. (Idris Yayla)