ANKARA – Gazetecilerle bir araya gelen Yeşil Sol Parti Ankara milletvekili adayları, provokasyonlara dikkat çekerek, “Hiçbir provokasyona gelmemeliyiz ve oyumuzu kullanarak, sandığa sahip çıkarak başaracağız” dedi.
Yeşil Sol Parti Ankara milletvekili adayları, bir otelde gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi. Kahvaltıya, vekil adaylarının dışında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da katıldı.
Kahvaltıda konuşan Ankara 1’inci bölge milletvekili adayı Emirali Türkmen, 2023 seçimlerinde Yeşil Sol Parti olarak iddialı olduklarını söyleyerek, bu seçimde Ankara’da vekil sayısını arttıracaklarına dikkat çekti. Bununla birlikte sandık ve seçim güvenliğinin önemine vurgu yapan Emirali, bu konuda da çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
‘İLK TURDA BİTMELİ’
Ankara 1’inci bölge milletvekili adayı Selma Gürkan ise, adaylar olarak farklı farklı alanlarda çalışma yürüttüklerini belirterek, Yeşil Sol’un parlamentoda güçlü bir şekilde yer alması için çalıştıklarını söyledi. Halkın değişim istediğini söyleyen Gürkan, “Dün yaşadığımız korkunç linç girişimi bile bu tek adam rejiminin değişmesi gerektiğini gösterdi. İlk turdan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bitmesi gerektiğini de acil olarak bir kez daha kanıtladı. Bu yalnızca Erzurum’daki saldırıyla sınırlı ve ilişkili değil. Dün öğlen Ayrancı’da yapacağımız seçim çalışmalarına saldırdılar, Yeşil Sol’un konvoyları engellendi. Değişime engel olamayacaklar. Sayın Abdurrahman Gök’e ve tutuklu bulunan tüm gazetecilere selam gönderiyorum. Onlar iyi ki var ve halkın haber alma özgürlüğünü koruyorlar. Onlar olmasaydı bugün, katledilen Kemal Korkut’u bilemeyecektik” dedi.
‘MECLİSTE KADIN TEMSİLİYETİ SAĞANMALI’
Gürkan, parlamentoda kadın temsiliyetinin önemine vurgu yaparak, “Kadınların aldığı her hak ve özgürlük bir mücadelenin sonucunda gerçekleşti. Ancak bu sadece toplumsal mücadele açısından değil, kadınlar üretimde, istihdamda oldukça önemli bir yere sahip. Toplumun angarya işlerini de yürüten onlar, çocuk bakımı, hasta ve yaşlı bakımı gibi toplumsallaşması gereken hizmetleri normalde bir ek bakım hizmetleri kadının üstüne yıkılmış durumda. Aynı zamanda da devlet tarafından ekonomik yardım ödemesi adı altında bu bakım hizmeti doğrudan kadınlara fatura edilmiş durumda. Kadının parlamentodaki ağırlığının artması hak ettiği değeri bulması anlamına gelir. Kadının hak ve eşitlik mücadelesi Türkiye’nin demokratikleşmesinin bir parçası” ifadelerini kullandı.
‘DEMOKRATİKLEŞME BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE OLUR’
Özgür basına saldırılar ve basın özgürlüğüne ilişkin konuşan Gürkan, şunları belirtti: “Basın özgürlüğünü de Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin bir parçası olarak ele alıyoruz. Bu açıdan da bugün basın ifade özgürlüğü önündeki engelleri ve buraya konulan ablukayı, halkın haber alma hakkına konulan abluka olarak değerlendirebiliriz.”
‘BİRLİKTE KAZANACAĞIZ’
Ankara 2’inci bölge milletvekili adayı İhsan Seylan, kentin 2’nci bölgesinin ekonomik ve sosyolojik olarak yıpratıldığını belirterek, “Her konuda bastırılmış bir halk var. Çalışmalarımızı tamamen herkesin sesi olma noktasında yürüttük. Herkes muhafazakarların kalesi olarak değerlendiriyor, fakat 14 Mayıs sonrası göreceksiniz ki, orası kimsenin kalesi değil. Ankara ve Türkiye’nin her yerinde umutlu bir yola doğru gittiğimizi söyleyebilirim. Birlikte kazanacağız” diye konuştu.
HAKLIYIZ VE BİZ KAZANACAĞIZ
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da, hep görmek istediği şeyin yerel siyasetin gelişmesi olduğunu kaydetti. Kerestecioğlu, şöyle konuştu: “Biz sözde değil gerçekte de farklılıkları yaşatan ve temsil eden bir partiyiz. Dün roman arkadaşlarımızla birlikteydik, akşam ise Çerkez aydınlarla birlikteydik. Bir başka yere baktığımızda pazar günü Hıdırellez’e katıldık, bütün bunları var eden ve yaşatan bir partiyiz ve bunun için baskı ve saldırılara maruz kalıyoruz. Ankara Emniyetine özel bir yer vermek isterim ama bunu hak etmiyorlar çünkü bizi korumakla görevli olmalarına rağmen hep karşımızda konumlanıp bizi engellediler, bunu dün Erzurum’da da gördük. Sakin olmalıyız, biz haklıyız. Hiçbir provokasyona gelmemeliyiz ve oyumuzu kullanarak, sandığa sahip çıkarak bunu başaracağımıza inanıyorum. Türkiye’deki halkların sakinliğinin bir pozitifliğe işaret ettiğini de düşünüyorum. Bunca zulüm ve baskı böyle bitecek, adil, eşit ve demokratik bir ülkeyi hep birlikte kuracağız. Bütün siyasi mahpus ve gazeteci arkadaşlara da özgürlük talep ediyorum.”