Rusya ve Suriye Hükümeti’nin Til Koçer Sınır Kapısı’na yönelik suçlamalarını reddeden Özerk Yönetim, amacın Özerk Yönetim’e siyasi baskı uygulayarak, bölgeyi ablukaya altına almak olduğuna dikkat çekildi.
Rusya ve Suriye hükümeti 13 Mayıs’ta ortak açıklama yaparak Til Koçer Sınır Kapısı’nın “Kürt gruplara” silah ulaştırma, silahlı grupları ve Kovid-19 hastalarını komşu ülkelere gönderme ve kaçakçılık amacıyla kullanıldığı iddialarında bulunmuştu. Söz konusu iddialara ilişkin yazılı açıklama yapan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, açıklamanın kabul edilemez olduğunu belirtti.
Açıklamada kapalı olan Til Koçer Sınır Kapısı’nın açılması gerektiğine dikkat çekilerek, bunun gerçekleşmemesi durumunda yaşanacak insani krizden kapının açılmasına izin vermeyen ülkelerin sorumlu olacağı belirtildi.
‘SUÇLAMALAR KABUL EDİLEMEZ’
Açıklamada Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi suçlamaları reddederek, suçlamaların siyasi olduğunu vurguladı. Rusya ve Suriye hükümetinin siyasi ajandalarına ve tavırlarına bağlı olan bu söylemlerinin kabul edilemez olduğunu, asıl amacın bölgeyi abluka altına almak ve Özerk Yönetim’e siyasi baskı uygulamak olduğunu, bu durumun Suriye halklarına hizmet etmediğine yer verildi. İnsani yardımların ulaştırılması için kullanılan Til Koçer Sınır Kapısı’nın kapatılması için Rusya’nın veto hakkını kullandığı hatırlatılarak, milyonlarca insan ile birlikte bölgede Hol ve Roj kampları gibi kamplarda on binlerce göçmenin yaşadığı belirtildi. Sınır kapısının bu insanların ihtiyaçlarını gidermek için önemli olduğuna dikkat çekildi.
‘SURİYE HÜKÜMETİ YARDIMCI OLMUYOR’
Kuzey ve Doğu Suriye Sağlık Komitesi’nin Dünya Sağlık Örgütü’nün bölgeye karşı sorumluluklarını yerine getirmediği ve Suriye hükümetinin de Kovid-19’a karşı yardımcı olunmadığına da yer verilen açıklamada, Suriye devlet yönetiminin Şam’dan bölgeye uçuşları durdurmadığı ve gelen yolculara virüs testi yapılmasını engellediği, bu uygulamaların bölgede koronavirüs salgını endişesinin artmasına neden olduğu belirtildi. Açıklamada, salgın tehlikesinin devam ettiği bir süreçte Til Koçer Sınır Kapısı’nın kapatılmasının yanı sıra, bölgeye PCR cihazı ve virüsle mücadelede kullanılacak tıbbi malzemelerin geçişinin engellemesinin ve ayrıca Suriye lirasının değer kaybetmesinin, bölge için insani bir krizi beraberinde getireceğine dikkat çekildi. Söz konusu iddialara ilişkin, “Bu sınır kapısının, insani yardımların ve DAİŞ’e karşı mücadelede QSD ile ortak çalışan ülkelerin desteklerinin ulaşımı için kullanıldığını belirtiyoruz” denildi.
‘SINIR KAPISINI KAPATAN ÜLKELER OLASI KRİZDEN SORUMLU’
Açıklamanın devamında Til Koçer Sınır Kapısı’nın açılmasıyla başta koronavirüsle mücadele ihtiyaçları ve insani desteğin bölgeye ulaşacağının önemine vurgu yapılarak, milyonlarca insanı etkileyebilecek olası bir krizin sorumlusunun sınır kapısının açılmasını engelleyen ülkeler olacağı belirtildi. Suriyeli tüm kesimlere çağrı yapılarak, insani meselelerin ‘egemenlik çıkarları’ malzemesi yapılmaması gerektiği kaydedilen açıklamada, “Bölgemizin, özellikle Suriye’nin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle koronavirüs gibi tehlikeli bir salgına karşı herkes sorumlulukla hareket etmeli, istikrar ve Suriyeliler arası uzlaşı için çalışmalıdır” ifadelerine yer verildi.