Ekonomist Özgür Müftüoğlu, doların artmasıyla beraber ülkedeki her şeyin değerinin kaybettiğini belirterek, döviz krizinin çözülmesi için önce siyasi krizlerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Dolar/TL 9,10’luk zirvenin ardından yükselişini sürdürdü ve 9,26’yı gördü. Merkez Bankası’nda yapılan görev değişimleri karşısında hızla yükselen döviz birçok kez rekor kırarak, haftayı kapattı. 2020 sonuna göre TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı ise yüzde 22 oldu. Eylül ayında dolar karşısında yüzde 7 değer kaybeden TL’nin Ekim ayının ilk yarısındaki değer kaybı ise yüzde 2 civarında.
Ekonomist Özgür Müftüoğlu, yükselen doların karşısında TL’nin değer kaybetmesinin ekonomiye yansımasını değerlendirdi.
Müftüoğlu, Türkiye’nin AKP döneminde temel ihtiyaç maddelerinde dahil dışa bağımlı hale gelindiğini belirtti. Müftüoğlu, dışa bağımlılığın bu denli artmasının ekonomi üzerinde büyük bir yük oluşturduğunun altını çizdi. Sermaye kesiminin döviz kurunda olan yükselişleri avantaj olarak gördüğünü dile getiren Müftüoğlu, “Küresel rekabet içinde olan kesim TL değer kaybedince diğer ülkelerden daha ucuza mallarını satmış oluyor. Dolayısıyla bunu büyük bir avantaj olarak kullanıyorlar. AKP de bunu gerekçe göstererek, kurun yükselmesini bir ‘avantajmış’ gibi sunuyor” ifadelerini kullandı.
YÜK ARTIYOR
Küresel rekabet içerisinde döviz kurunun yükselmesi hammaddenin ve enerji faaliyetlerinin yükselmesine neden olduğuna işaret eden Müftüoğlu, “Rekabette maliyeti düşürmek isteyen üreticiler, üzerinde en rahat baskı kuracakları yere yöneliyor. Maalesef bu da emek maliyeti olarak karşımıza çıkıyor. Mazotu ve diğer hammaddeleri dolarla alıyorsunuz ama emek Türkiye’de. Dolayısıyla işin ücretini TL olarak veriyorsunuz. Döviz ne kadar yükselirse yükselsin emeğin karşılığını TL olarak ödüyorsunuz. Bundan dolayı emeğin üzerindeki yük daha fazla artıyor ve bununla birlikte sömürü oranı da artmış oluyor. Emekçiler daha da yoksullaşmış oluyor, yük onların sırtına biniyor” dedi.
DEĞERSİZLEŞMEYİ ORTAYA ÇIKARIYOR
TL’nin değer kaybetmesiyle beraber ülkedeki her şeyin değersizleştiğini vurgulayan Müftüoğlu, “Dövizin yükselmesi, dövizle borçlanmış olanların yükünü arttırıyor. Devletin de borçlarını, ekonomi maliyesinin üzerine bindirmesini sağlıyor. Ekonominin çok büyük bir kısmı büyük zarara uğruyor. TL’nin değer kaybetmesi demek, Türkiye’deki parayla ölçülen bütün emtianın değerinin düşmesi anlamına geliyor. Yani TL’nin değerinin düşmesiyle beraber, uluslararası alanda her şeyin değeri düşüyor. Bu da ülkedeki her şeyin değersizleşmesi sonucunu ortaya çıkartıyor” dedi.
TOPLUM ODAKLI POLİTİKA İZLENMELİ
İktidarın toplum odaklı ve uzun vadeli ekonomi yararına politikalar yürütmediğini belirten Müftüoğlu, “AKP hükümeti, ‘Sizin işsizlik sorununuzu çözeceğiz, şahlanacağız, büyüyeceğiz’ diyerek birtakım vaatlerle algı yaratmaya çalışıyor. Ama AKP, iktidara geldiğinden bugüne hiçbir zaman gerçek anlamda toplumun gerçek sorunlarını çözmeyi dert edinmedi. Belli sermaye kesimlerinin ve kendi çevresinin çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. İzlenen politikalar gerçekten Türkiye’nin bugünün ve geleceğinin yararı için değil. AKP’nin uyguladığı politikalarda başarısız olduğunu düşünmüyorum çünkü böyle bir dertleri yok. Seçim dönemlerinde bir takım vaatler veriliyor ama uyguladığı politikalara baktığımız zaman toplumun yararına ve çıkarına politikalar izlemediğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
SİYASİ KRİZİN ETKİSİ
Döviz krizinin yanı sıra ciddi bir siyasi krizin olduğuna dikkati çeken Müftüoğlu, Türkiye’nin uluslararası alanda güven kaybettiğini söyledi. Müftüoğlu, “Yatırım gelmiyor, daha önceki krizlerde mesela bir dönem Katar’dan veya nerden geldiği belli olmayan yatırımlar geliyordu ve bu yatırımlarda krizler aşınmaya çalışılıyordu. Bu sefer bu da işlemiyor. Gerçek anlamda, üretime bağlı olarak ekonomik ilişkilerde bir gelişme yok. Bunlar olmadan sizin kalıcı bir şekilde döviz kurunu değerli hale getirmeniz mümkün değil” diye ekledi.
DEMOKRASİ VE HUKUK
Yaşanan döviz krizinin önüne geçilmesi için öncelikli olarak siyasi krizin çözülmesi gerektiğine vurgu yapan Müftüoğlu, şunları söyledi: “Türkiye’deki bu tek adam rejimi hiç yürümüyor bir kere birinci önemli etken bu. Dolayısıyla burada demokrasiyi daha işler hale getirmek lazım. Diğer bir mesele ise toplumun temel ihtiyaçlarını gözeten bir ekonomi politikası gerekiyor. Sadece siyasi iktidarın kendi bekası için yürütmüş olduğu, savaşa harcanan milyarlarca doların kesilmesi gerekiyor. Bunlar da döviz kurunun hareketlenmesine çok bağlı. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte demokrasinin, hukukun işler hale gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha sonrada bu ülkedeki insanların sesini duyurabilecekleri demokrasi kanallarının açılması ve uzun vadeli yatırım politikaların izlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde içinden çıkılamaz hala gelecektir.”(MA)