Hollanda’nın Eindoven kentinde Abdullah Öcalan Sosyal Bilim Akademisi’nin açılışı yapıldı. Akademinin kurucuları değerlendirmelerde bulundu.
Hollanda’nın Eindoven kentinde Abdullah Öcalan Sosyal Bilim Akademisi’nin açılışı yapıldı. Açılışa çok sayıda uluslararası alanda tanınmış şahsiyetler ile akademinin kurucuları katıldı. Katılımcılar arasında Avrupa ve Amerika’dan aydın yazar siyasetçi akademisyen ve aktivistler yer aldı. Akademi, evrensel çapta siyaset ve düşün dünyası tarafından da yakından takip edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasının tüm dünya halkları ile en doğru biçimde paylaşılmasının zeminini sağlamayı amaçlıyor.
Akademinin kurucularından Prof. Andrej Grubacic, Öğretim görevlisi Katy Alestein, Müzisyen ve yazar Sonny Soul, San Fransisco Universitesi’nden Prof. Targol Mesbah, İzlanda eski adalet ve içişleri bakanı Ögmündur Jonnason ve akademinin kurucularından Havin Güneşer Medya Haber TV’ye akademinin amaçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Akademinin öğretim görevlilerinden Akademisyen Katy Alestein, “Bugün burada akademisyenler ve çok değerli insanlar muhteşem bir buluşma gerçekleştirdi. Bugün burada yaşadığımız şey Akademi’nin ne yapacağını ve neden ihtiyaç duyduğumuzu gösteren çok güzel bir örnek. Ben sosyal bilimlerin içinde büyüdüm. Yani benim yetiştiğim dünya buydu. Benim kişisel alanım daha çok beşeri bilimler ve sanatlar. Ancak bunların hepsini her zaman aynı hikâyenin bir parçası olarak gördüm. Ve yaptığımız her şeyin daha iyi bir dünya, güzel bir dünya için hizmet ettiğini düşündüm. Bu yüzden para-üniversite (üniversite dışı alternatif bilgi üretim yapıları) yapıların giderek daha da önemli hale geldiğine inanıyorum. Ben de bizzat bu tür yapılarda yer aldım. Ve Sosyal Bilim Akademisi’nin hayata geçecek olmasından dolayı büyük bir heyecan duyuyorum. Bunun bir parçası olmayı umuyorum” diye konuştu.
‘İLK DEĞİLSE BİLE FARKLI OLACAK’
Akademinin kurucularından Prof. Andrej Grubacic ise şunları söyledi: “Sosyal Bilim Akademisi’nin kurucularından biriyim. Muhtemelen fark etmişsinizdir adında ‘bilimler’ değil, ‘bilim’ geçiyor. Bu da Öcalan ve sosyal bilimi tekil bir düşünsel çerçevede ele alan diğer düşünürlerden ilham alınarak yapıldı. Böyle bir akademiyi kurmanın ana fikri, sosyal bilimlerin halk hareketlerine tabandan gelişen bir ilham sunması. İlk kurumlardan biri olacak; eğer ilk değilse bile farklı olacak. Bu akademinin amacı demokratik konfederalizm bilgisinin kurumsallaşmasını inşa etmek, özgürlük sosyolojisi fikrini yaymak, sosyal bilimler ve bütünsel projeler hakkında farklı yöntemleri düşünmektir.”
Sosyal Bilim Akademisi’nin kalbi için bir ilaç olduğunu dile getiren San Fransisco Üniversitesi’nden Prof. Targol Mesbah, “Özellikle de dünyanın çok zor dönemlerden geçtiği şu zamanda. Fakat Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve Öcalan’ın yazılarının bize öğrettiği şey şu; Bu hikayeyi değiştirebiliriz. Bu gidişat kaçınılmaz değil. Her şeyi bambaşka şekilde yapabiliriz. Öcalan’ın yeni paradigması, devletin, kapitalizmin ve ataerkilliğin mantığının dışına çıkmamızı mümkün kılıyor. Yerelleşmiş katılımcı demokrasilere dayanan, Anayla (Doğa) büyülenmiş bir ilişki kuran ve kadınların merkezde olduğu, özgürleşmiş cinsiyet ilişkileri üzerine kurulu bir demokratik modernite öneriyor” ifadelerini kullandı.
‘HAKİKAT VE ÖZGÜRLÜĞÜ BİR ARAYA GETİRME ARAYIŞI’
İzlanda eski adalet ve içişleri bakanı Ögmündur Jonnason, akademinin sunum metninde, “Abdullah Öcalan’ın analizlerine referansla şöyle deniyor; ‘Modern dünya sisteminin egemen güçleri, yapısal krizi her şekilde aşmaya ve yeni bir sömürü ve tahakküm sistemi kurmaya çalışıyorlar. Ancak, bireyler ya da topluluklar olarak alternatifleri bulmak ve değişimin mümkün olduğuna dair inancı edinmek bize bağlıdır. Aksi takdirde, egemen güçler galip gelecektir.”
Akademi’nin Kurucularından Havin Güneşer, “Bu akademinin üzerine inşa edildiği şey yalnızca Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve Kadın Hareketi’nin bilgisi değil; elbette dünyadaki tüm özgürlük hareketlerinin birikimi de bunun temelini oluşturuyor. Bugün bizi burada bir araya getiren şey, sadece bu sisteme karşı duyduğumuz reddiye değil; aynı zamanda hakikati ve özgürlüğü bir araya getirme arayışımızdır” diye konuştu.
‘BENİM İÇİN BİR ONUR’
“Bu toplantıda olmak benim için büyük bir onur” diyen yazar ve müzisyen Sonny Soul, “Öcalan’ın yazılarıyla ilk temasım oğlum Quincy sayesinde oldu; kendisi klarnet çalıyor ve bir konferansa katılmıştı bu sayede Öcalan’ın kitaplarıyla tanıştık. Ben Sümer tarihini ve Mezopotamya’yı çalışıyordum ve Gilgamış üzerine bir kitap yazmıştım. Bu yüzden, Öcalan’ın yazılarının beni bir sonraki seviyeye taşımasına hazırdım” şeklinde konuştu.
