HDP Kadın Meclisi, Anneler Günü’nü, iktidarın “iki yüzlü” politikaları ile karşıladıklarını belirterek “AKP-MHP ittifakı, Kürt annesine çocuğunun mezar taşı önünde nöbet tutmayı, çocuğunun cenazesini kargo ile göndermeyi reva görüyor” açıklaması yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Anneler Günü’ne ilişkin açıklama yaptı. Annelerin bu coğrafyada acıların en büyüğünü yaşadığı belirtilen açıklamada, kimi annelerin yıllarca çocuğunun kemiklerini aradığı, kiminin çocuğunun cenazesini buzdolabında bekletmek zorunda kaldığı, kiminin ise çocuğunun kemiklerini kargo ile aldığı hatırlatıldı.
Açıklamada, “Kiminin evladı Suruç’ta, Ankara’da, Diyarbakır’da, Gezi’de katledildi, kimi askerler tahrip etmesin diye çocuğunun mezar taşlarını kaldırdı, mezarlıklarda nöbet tuttu, kimi mezar taşlarını kırmaya zorlandı, kimi evladını madende, fabrikada, iş cinayetinde yitirdi, kiminin çocuğu şarkı söylemek, konser vermek istediği için hayata gözlerini yumdu” ifadelerine yer verildi.
İKİ YÜZLÜ POLİTİKALAR
İktidarın, “Cennet anaların ayakları altındadır” hadisinin arkasına sığınarak, ikiyüzlü politikalar yürüttüğü kaydedilen açıklamada, “Biz kadınları ‘makbul anneliğe’ sıkıştırmak isteyen kadın düşmanı AKP-MHP ittifakı, bir yandan televizyonlarda annelerine hediye alan çocuklarla ilgili propaganda yaparken, diğer yandan Kürt Annesine çocuğunun mezar taşı önünde nöbet tutmayı, çocuğunun cenazesini kargo ile göndermeyi reva görüyor” denildi.
ÖZGÜRCE YAŞANACAK BİR ÜLKE
Pandemi sürecinde milyonlarca kadının Anneler Günü’nü ev içi emek sömürüsü ve erkek şiddetine maruz kalarak karşıladığı belirtilen açıklamanın devamı şöyle: “Evladının gözü önünde katledilen kadınların çığlığını duymayan iktidar, ‘kutsal annelik’ üzerinden erkek egemen kapitalizmin kadın emeğini sömüren politikalarıyla kadınları evlere hapsetmeye devam ediyor. Bunca acıya rağmen mücadele etmekten hiç vazgeçmeyen annelere en güzel hediyemiz; özgürce yaşanacak bir ülkedir. Annelik üzerinden savaş siyaseti yürüten iktidar şunu bilsin ki, biz kadınlar; gözyaşına yeterince doymuş bu topraklarda; gelecek kuşaklara özgür ve demokratik bir geleceği miras bırakmak için alanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz.”