Güney Kore’de yaşayan Askeri Anlaşmalar Ve Siyasi Hareket Araştırmacısı Hangyu Lee, ülkenin salgını nasıl yendiğini anlattı.
Çin’den sonra koronavirüs ile ilk karşılaşan ülkelerden biri olan Güney Kore, salgınla mücadelede örnek ülkelerden biri. Ülke genelinde ocak ayının son günlerinden bu yana ilk kez yerel vaka yaşanmazken, ülke dışından gelen vakaların ise kontrol altında tutulmaya başlamasıyla hayat kademeli olarak normale dönmeye başladı. Güney Kore’nin vakaları sıfırlamış olması büyük bir başarı olarak görülüyor.
Güney Kore’de yaşayan Askeri Anlaşmalar Ve Siyasi Hareket Araştırmacısı Hangyu Lee, yaşadıkları süreci Artı Gerçek’e anlattı.
İlk vakanın 19 Ocak’ta Vuhan’dan gelen bir Çinli’de tespit edildiğini hatırlatan Lee, hükümetin salgına karşı hızlı bir refleks gösterdiğini söyledi. Lee, alınan önlemleri şöyle anlattı: “Hükümet koronavirüsün yayılmasını engellemek için bazı stratejiler belirledi. Güçlü bir test sistemi tüm ülkede uygulandı. Enfekte olan insanlar takip edildi. Küçük bankalar ve kiliseler bile ziyaretçilerin ateşini ölçmeye başladı. Sosyal organizasyonlar iptal edildi. İnsanlar hükümetin talimatına uydu. Ve böylece hastalık eğrisinin yatay seyri sağlandı.”
‘HÜKÜMET SALGINI ŞEFFAF VE DEMOKRATİK BİR BİÇİMDE YÖNETTTİ’
Güney Kore’nin en büyük avantajının ‘salgına hızlı bir şekilde müdahale etmek’ olduğunu ifade eden Lee, “31’nci hastadan sonra durum kötüye döndü. Ancak insanlar virüsle ilgili tüm bilgilere akıllı telefonlar yoluyla ulaşabildi. Hükümet salgını şeffaf ve demokratik bir biçimde yönetti. Halkı bölgesel vakalar ve salgının seyriyle ilgili sürekli bilgilendirdi. İleri teknolojinin de katkısıyla yayılmayı durdurduk” diye konuştu.
‘NE ÜLKEYİ NE DE BİR ŞEHRİ KARANTİNAYA ALDIK’
“Ne ülkeyi ne de bir şehri karantinaya aldık” diyen Lee, salgınla birlikte hayatında çok fazla değişimin olmadığını belirtti. Lee, devamında şunları söyledi: “İnsanlar hükümetin talimatları doğrultusunda ofislerde çalıştı. Yemek için dışarı çıktılar. Ama Google istatistiğine göre; dışarı çıkan kalabalıklarda ciddi düşüş yaşandı. Yurt dışından gelen insanlarla hastalık semptomu gösterenler kendi yaşam alanlarında kaldı. Tüm ihtiyaçlar yerel yönetimler tarafından karşılandı. Genel olarak insanlarla bir araya gelme yöntemimiz değişti. Genellikle ailemizle vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.”
‘YENİ BİR SALGINLA KARŞILAŞABİLECEĞİMİZİN BİLİNCİNDEYİZ’
Devletin her gün salgına ilişkin bildirimler atmaya devam ettiğini aktaran Lee, “Yerel vakaların sıfırlanmasına rağmen fiziki mesafenin korunması isteniyor. Kore Hastalık Kontrol Ve Önleme Merkezi de yerel yönetimler de sürekli bilgilendirme yapıyor. Ekonomik kriz nedeniyle hükümet bazı tedbirleri hafifletmeye başlasa da durumun ciddiyetinin farkındayız. Talimatlara uyulmaması halinde yeni bir salgınla karşılaşabileceğimizin bilincindeyiz. Halk da hükümet de bu bilinçle hareket ediyor” diye konuştu.
‘AYRIMCI DAVRANIŞLARIMIZI FARK ETTİK’
Güney Kore’nin farklılıkların kabulü konusunda hoşgörülü bir ülke olmadığını vurgulayan Lee, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu salgın hangi konuda eksik olduğumuzu ve nelere önem vermemiz gerektiğini ortaya koydu. Dünyanın trans nasyonalizmle bağlantılı olduğunu görmeye başladık. Başlangıçta Çin’e karşı çıkan insanlar, bizi koronavirüs salgınının meydana geldiği Asya ülkelerinden biri olarak gördü. Biz de dönüp kendimize baktık. Diğer ulus devletlere ve kültürlere karşı ayrımcı davranışlarımızı fark etmeye başladık. Bu salgın, insan ırkı olarak sorumluluklarımızdan kaçınmadan önce başkalarını anlamayı öğretti.” (Artı Gerçek)