Geçmişin İzleri, Geleceğin Trendleri: Ayşe Sürme Aylu’nun Moda Vizyonu

PAYLAŞ - BEĞEN

Gazetecilikten moda tasarımına geçiş yapan Ayşe Sürme Aylu, eski çağların büyüsünü günümüze taşıyor. Ayşe, tutkusu olan orta çağ modasını yeniden canlandırarak kendi atölyesinde, tarihle moda arasında güçlü bir köprü kuruyor.

.

.

Ayşe Sürme Aylu’nun hikayesi, kariyerinde cesur bir dönüşümü simgeliyor. Gazetecilikten moda tasarımına geçiş yaparak, tutkusunu takip eden Ayşe, orta çağın büyüleyici dünyasına odaklanıyor. Kendi atölyesinde, kendine özgü tasarımlar yaratarak moda dünyasına yeni bir soluk getiriyor.

Ayşe’nin elinden çıkan her parça, geçmişin ihtişamını ve zarafetini günümüz trendleriyle birleştiriyor. Ortaçağın büyülü atmosferini, modern dokunuşlarla harmanlayarak, her detayda özgünlük ve estetik arayanları kendine çekiyor.

Seçtiği her iki meslekte de başarılı olan Aylu, deneyim ve düşüncelerini bizlerle paylaştı.

“DİKTİĞİM MODELLER ÇOK BEĞENİLDİ”

Aylu, “Her zaman iki mesleğe ilgi duyuyordum. Gazetecilik ve kıyafet tasarımına. Uzun yıllar gazetecilik yaptım. Daha sonra 2 buçuk yıl önce Diyarbakır’da gittiğim dikiş kurslarıyla birlikte kıyafet dikimini öğrendim. Sabah ve öğleden sonra İki sınıf dikiş kursu vardı. Bende dikim yapmayı hemen öğrenmek için iki sınıfa kayıt yaptım. 6 ay içerisinde kıyafet dikimine ilişkin kalıp çizmeyi, malzeme, kumaş, dikiş makineleri ve her şeyi öğrendim.
Bu süreçte para kazanmak adına kendi kıyafetlerimi ve Kursta diktiğim kıyafetleri ikinci el satış sitelerinden yavaş yavaş satmaya başlamıştım. Kazandığımı sürekli dönüştürüyordum. Kumaş, makas, cetvel takımı gibi malzemeler alıyordum. Diktiğim modeller çok beğeni aldığı için bu durumu maddi bir gelire çevirdim.”

“YAPTIĞIM İŞTEN MULULUK DUYUYORUM”

Genç tasarımcı Aytu sözlerini şöyle sürdürdü, “‘Vingian Vintage’ adıyla instagramdan hesap açtım. Diktiğim modellerin fotoğraflarını, videolarını çekip sayfamda paylaşıyorum. Dönem kıyafetlere ilgi duyanlar bu hesap üzerinden ürünlerime ulaşıyor. Müşterilerimin beğenilerini toplamak çok güzel bir duygu. Kazandıklarımla kumaşlarımı ve dikiş makinelerimi aldım. Yavaş yavaş işimi kurmak çok mutlu edici bir durum. İşimin her detayı ile kendim ilgileniyorum.

Evimin bir odasını dikim atölyesine çevirdim. Her sabah işe gider gibi atölye girip yeni kıyafetler üretiyorum. Bazen rüyalarımda dikim yaptığımı görüyorum. Sabah kalktığımda direk uygun kumaş bulup rüyamda gördüğüm kıyafeti dikiyorum. Kıyafet dikmek benim için resim yapmak gibi. Bir ressam tuvale renklerini bir araya getirerek sanatını icra ediyor. Ben Kumaşın renk veya desen ne olursa baktığımda nasıl bir model haline getireceğimi kafamda oluşturuyorum. Ve o modeli pratiğe döküyorum”

“ORTAÇAĞ KIYAFETLERİNE İLGİM VARDI”

Tarz olarak 17. 18.’inci yüzyıl Avrupası, Vintage, ortaçağ kıyafetleri, korseleri gibi tarihi kıyafetlere ilgim vardı. Bu süreçte dönemin kıyafetlerini araştırıp nasıl tasarladıklarını, Hangi kumaşlardan diktiklerini ve kalıplarını araştırıyordum. Bu süreçteki çalışamam tarihi kıyafetleri gözlemlemek, tarihlerini anlamak ve giysilerini günümüze uyarlayarak hayata geçirme etrafında şekilleniyor. Bu anlamda sıkı bir keşif ve araştırma yaparak dönemin kıyafetlerinden esinlenerek hayata geçiriyorum. Elbiselerin tarih boyunca nasıl yapıldığını, yapım aşamalarını ortaya çıkarmayı, dönemin kalıplarını ortaya çıkarmak için keşiflerimden yola çıkarak tüm dünyaya, yurtdışına paylaşamayı hedefliyorum.


Son olarak kadınlara çağrıda bulunan Aytu, “Çevremdeki kadın arkadaşlarıma örnek olmak ayrıca mutlu ediyor. İşsiz olan arkadaşlarımı bu yolda teşvik ettiğim oldu. Her kadın kendi emeğini icra edebilir. Yapamam demekten sıyrılıp kendi gücümüzü ortaya koymamız gerekiyor.” dedi.
(Jiyan Haber / Dilbirin Turgut)