Gazeteciliğin 40 yıllık mücadele öyküsü: Silvan Mücadele Gazetesi

PAYLAŞ - BEĞEN

‘Silvan Mücadele Gazetesi’ yayın hayatına başladığı 1988’den bugüne Türkiye de ki gazetecilik ve basın özgürlüğünün nasıl hiçe sayıldığını, baskılandığını ve engellendiğinin yalnızca bir örneği. 30 yılı aşkın basın mücadelesi geçmişiyle Silvan Mücadele gazetesi adeta Türkiye’nin karanlık dönemlerinin öyküsünü sunuyor.  

Jiyan Haberden Veysi Atmeca’ya konuşan Silvan Mücadele Gazetesin’den Ferhat Parlak’ın açıklamaları şöyle:

Silvan Mücadele Gazetesi Babamın Mirası

Babam Yaşar Parlak 1971 yılından katledildiği 2004’e kadar 33 yıl gazetecilik yaptı. Yerel ve ulusal gazetelerde çalışmasının ardından 17 Şubat 1988’de Silvan Mücadele Gazetesini kurarak gazetecilik mesleğine devam etti. Yine bu süreçte TRT, Milliyet gibi ulusal basının da Silvan temsilcisi olarak çalıştı. Özellikle Silvan Mücadele Gazetesini çıkarmasının ardından bir çok badireler atlattı. Özellikle de babam 91 yılında Şemdin Sakık’la görüşmesinin ardından Genelkurmay Başkanı Çevik Bir tarafından doğrudan hedef gösterilerek tehdit edildi. Çevik Bir’in o süreçte hedef gösterdiği kişiler arasında Mehmet Ali Birand, Akın Birdal ve Cengiz Çavdar’da bulunuyordu.

Babam 90’lı yıllarda ülkesini terk etmeyerek geleceğe ışık tuttu

90’lı yıllara gelindiğinde ise bölgemiz çok büyük bir baskı ile karşı karşıya kalmıştı. Özellikle Batman Diyarbakır ve Silvan’da Hizbul-kontra, Jitem ve Kontr-gerilla tarafından adeta faili meçhul cinayetlerle cehenneme çevrilmişti. O dönemde Silvan’da 6 gazetecinin tamamı Silvan’ı terk etmek zorunda kaldı. Babam ise katliamların en yoğun yaşandığı 93-94 süreçlerinde bile Silvan’ı ve gazeteciliği terk etmeyerek büyük bir mücadele içine girdi.

 Babam Gazetecilik faaliyetinin yanında toplumsal bir arşiv çalışmasında bulunarak geleceğe ışık tuttu. O süreçte Faili meçhul cinayetlerin ve gözaltında kayıpların hikayelerini ve sonraki hukuki süreçleri not alıp arşivledi. Babamın arşivlediği bilgiler bir nevi hizbul-kontranın, Jitemin ve kontr-gerillanın açığa çıkması için önemli bilgilerdi. Tabi dönemin yoğun baskısından dolayı o süreçte bu bilgileri gizlice arşivledikten sonra 2004 yılında yayınladı.

Babamın katilleri belli

2004 yılında babam Yaşar Parlak bu arşivi ‘Şehitler Şehri Silvan’ adıyla kitaplaştırdı ve yayınladı. Kitapta Jiteme, hizbul-kontraya, kontr-geriilaya ve devletin kirli politikalarına kadar bir çok konuda çok önemli ve 90’lı yılları aydınlatabilecek bir çok bilgi belge bulunuyordu. Hal böyle olunca kitabın yayınlanmasından sonra hizbul-kontra’dan ve devletten tepkiler gelmeye başladı. O süreçte Silvan Cumhuriyet Savcısı ile büyük bir tartışma yaşayan babam basılan kitapları saklamak zorunda kalmıştı. Hayatını faili meçhul cinayetlere karşı mücadele içinde geçiren babam Yaşar Parlak kitabı yayınladıktan 3 ay sonra Silvan Selahattin-i Eyyubi camisinin avlusunda ensesine sıkılan tek kurşunla katledildi. Her ne kadar geçen 16 yıl boyunca bu cinayet aydınlatılmayıp faili-meçhul kalmışsa da bizler failin kim olduğunu çok iyi biliyoruz. Enseye tek kurşun sıkılarak öldürmenin kimlerin imzası olduğunu herkes bilmekte. Babamın katilleri Hizbul-kontra ve Jitem’dir.

Babamın şehadetinin ardından gazeteyi ben devraldım

Küçük yaşlardan beri babamın yanında ben de gazetecilik yapıyordum. Özellikle babam bu meslekte gelişmemi çok arzuluyordu. Babamın şehit edilmesiyle birlikte bu bayrağı ben devraldı. Babamın katledildiği 2004 tarihinden itibaren 16 yıldır gazetecilik yapıyorum.  Bu süreçte her ne kadar iktidarlar tarafından basın artık özgür denilse de gerçek çok başka.

Açılan dava dosyaları

Tamamı gazetecilik faaliyetlerinden dolayı hakkımda 40’ı aşkın dava açıldı

2004 yılında itibaren ‘Silvan Mücadele Gazetesi’ devraldım. 16 yıllık gazetecilik serüvenimde hakkımda tamamı gazetecilik faaliyetlerinden dolayı 42-43 dava açıldı. Mahkemesiz, iddianamesiz 1 yıl 3 ay cezaevinde tutuklu yargılandım. Suçsuz olduğum için ilk mahkemede beraat etsem de basın üzerindeki baskıları iktidarların asıl niyetinin eleştirel gazeteciliği yargılamak, suçluyu değil. Zaten tüm davalardan beraat ettiğimden dolayı mahkemelerce de gazeteci olduğum bir nevi tescillendi.

İktidar özgür basını açlıkla tutuklamak la terbiye etmeye çalışıyor

Her ne kadar Türkiye’de hükümetler değişse de gazetecileri ve basını baskı altına almak engellemek bir nevi gelenek haline gelmiş durumda. 90’lı yıllarda gazetecilerin ensesine kurşun sıkarak katleden iktidar bunun yerine bugün açlıkla, parçalamakla ve tutuklamakla tehdit ediyor. Gazetecilere karşı zihniyette herhangi bir değişiklik yok değişen sadece yöntemleri.

Her koşulda bu mücadeleyi sürdüreceğiz

Türkiye’de basın iktidar ve sermayedarlar tarafından tutsak edilmiş durumda. Medyanın yüzde 90’ı iktidarın elinde olmasına karşı kalan yüzde 10’luk kesim ise çok yoğun baskılar altında direnmekte. Silvan Mücadele gazetesi de bunlardan biri. 2015 yılında Silvan Mücadele Gazetesi hukuksuz bir şekilde kapatıldı ve internet sitesine erişim engeli geldi. Buna rağmen hiçbir zaman yılmadım. Gazetecilik faaliyetlerimi alternatif mecralarda sürdürmeye çalışıyorum ve her koşulda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Gazetecilerin asıl görevi hakikati yazmaktır. Fakat bunu yaptığımızda terörist olarak damgalanmakta tutuklanmaktayız. Fakat her ne olursa olsun Kürt halkı için Silvan halkı için bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Veysi Atmeca/Diyarbakır-Silvan

Leave a Reply