Gözaltındaki intihar iddiasına ilişkin soruşturma dosyasına konulan görüntüde Ahmet Bugrur, nezarethanede bağırıp çağırması ve intihar girişimlerinde bulunmasına rağmen nezarethaneyi kamera ile izleyen polislerin müdahale etmediği görülüyor.
Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde, 23 Şubat sabah saatlerinde cami imamı ile tartıştığı gerekçesiyle gözaltına alınan 3 çocuk babası Ahmet Bugrur (37) isimli yurttaş, Doğubayazıt İlçe Emniyet Müdürlüğü nezaretinde hırkası ile intihar ettiği iddia edildi. Konuya ilişkin başlatılan soruşturma sürürken, Bugrur’un intihar iddiasına ilişkin başlatılan soruşturma dosyasına, emniyet nezarethanesine ait 11 buçuk dakikalık bir görüntü konuldu. Nezarethane 4 diye numaralandırılan görüntü saat 23 Şubat saat 09. 10’da başlıyor. Görüntünün başlangıcında Bugrur nezarethanede bulunan yatağın üstünde oturmuş vaziyette duruyor. Saat 09.12’de kalkıp battaniyesini demir parmaklıklara doğru sürükleyen Bugrur, demir parmaklarının ardından bağırıp çağırarak el kol hareketi yapıyor. Bugrur’un kime bağırdığı ve ne söylediği kamera görüntüsünde ses olmadığı için bilinmiyor. Ardından battaniyenin kenarından parçalar kesen Bugrur, ikinci kez tekrar demir parmaklıklara ilerleyip bağırıp çağırdıktan sonra elinde kestiği battaniye kenarlığı ile demir parmaklıklara tırmanıyor. Battaniye kenarlığını demir parmaklıkların üst kısmına bağlamaya çalışan Bugrur, battaniye kenarlığı demir parmaklıkların üstünden geçiremeyince aşağı iniyor. Daha sonra tekrar bir bağırarak bir şeyler söyleyen Bugrur, saat 09.15’de üstündeki hırkayı çıkarıp yırtmaya başlıyor. 09.17’de yırttığı hırkasını boynuna bağlıyarak tekrar demir parmaklıklara tırmanan Bugrur, tırmandığı demir parmaklıkların üst kısmına hırkasının diğer ucunu bağlamaya çalışıyor ama bağlayamadığı için tekrar aşağı iniyor. Yırttığı elbisenin bir kısmıyla ayaklarını bağladıktan sonra kameraya bakıp bağırdığı görünen Bugrur, tekrar demir parmaklıklara tırmanmaya çalışıyor ama vazgeçiyor. Saat 09. 18’de nezarethanedeki yatağı kırıp parçalarını demir parmaklıklara dik bir şekilde bırakan Bugrur, ardından yatak parçasının üst kısmındaki demir parmaklığa boynuna bağladığı hırkasını bağlayarak kendisini aşağı doğru bırakıyor. Bugrur’un bu hareketinden sonra görüntü bitiyor.
GİRİŞİME RAĞMEN POLİS YOK
Dosyaya konulan görüntüde, Bugrur’un, bu kadar bağırıp çağırması ve battaniye ile elbiselerini yırtarak, tırmandığı demir parmaklıklarda kendini asmak istemesine rağmen nezarethaneye gelen bir polis görünmüyor.
BUGRUR DARP EDİLMİŞ
Bugrur’un ağabeyi Resul Bugrur, kardeşinin gözaltına alınması ile emniyete gittiğini söyledi. Emniyette kardeşi ile görüşme talebinde bulunduğu ancak görüştürülmediğini kaydeden Bugrur, imamla tartışması nedeniyle kardeşinin nezarete atıldığını kaydetti. Kardeşinin tartıştığı Ahmet adlı imamla konuştuğunu kaydeden Bugrur, “Kardeşimle imam tartışmış ancak ne için tartıştıklarına dair bir şey söylemedi. Sonra imam polisi arıyor ve ikisi de ilçe emniyetine götürülüyor. Kardeşim emniyette imama tokat atıyor ve polisler kardeşimi darp ediyor. 4 veya 5 polis kardeşimi darp ettikten sonra sürükleyerek nezarethaneye atıyorlar” dedi.
‘İNTİHAR ETTİĞİNE DAİR BİR NETLİK YOK’
Teşhis için devlet hastanesine gittiklerini söyleyen Bugrur, “Eniştem teşhis için içeri girdi. Daha sonra otopsi için cenazeyi Ağrı’ya gönderdiler. Akşam saat 20 civarında geri getirdiler. Cenaze yıkandığı zaman bende içerdeydim. Kardeşimin koltuk altında büyük bir darp izi vardı, sırt kısmında, karın boşluğunda, kalçasında morluklar vardı. Kardeşim içerde darp edilmiş. Bundan çok eminim. Çünkü raporlarda darp edildiğini yazıyor. İntihar ettiğine dair bilgi elimizde yok. Kardeşim kendini asacak biri değil. Kardeşimin intihar ettiğine inanmıyorum. Saatlerce karakolun önünde bekledik, bize gelin kardeşinizi görün, demediler. Kendini asmış ise de bana niye göstermediler. Ben bu nedenlerden dolayı kuşkulanıyorum. Çünkü vücudunda çok darbe var, elbisesinde çamur ve tekme izi vardı, yerlerde sürüklemişler. Karakolun her yerinde kamera var. Karakola girerken, içerde nasıl tartışmışlar veya nasıl sürüklemişler. Bunların görüntüsü mutlaka var. Görüntüleri istedim ama bana göstermediler” dedi.
AVUKAT: İHMAL VAR
Bugrur’un avukatı İbrahim Baran ise nezarethane yönetmeliğine göre emniyetin nezarethaneyi gözetleme yükümlülüğü olduğunu hatırlatarak, polisin bu gözlem yükümlülüğü yerine getirilmediği için müvekkilinin vefat ettiğini ifade etti. Baran, “Dosya kapsamında deliller, belgeler ve evraklar incelendiğinde, videolar incelendiğinde burada bir ihmal vardır. Bu konuda bütün adli ve idari başvurularımızı yapmış durumdayız. Kameralar olmasına rağmen, müdahale dilmemesi, emniyet güçlerinin ihmali burada doğmaktadır. Kameralarla izlenmesine rağmen müdahale edilmemiştir. Vücudundaki darp ve morluklarla ilgili girişimlerimiz ve başvurularımız var. Elimizdeki dosya raporlarına göre vücudunda morluklar var. Bu morlukların nelerden kaynakladığına dair soruşturma devam etmektedir. Vücudunda boğaz çevresinde, göğsünün sağ tarafında, sırtında ve bacağında morluklar olduğu yazıyor. Bu konuda bütün ihtimalleri göz önünde bulundurularak incelemelerimiz sürüyor” diye konuştu.
ÖRNEKLER DİYARBAKIR ATK’YE GÖNDERİLMİŞTİ
Bugrur için Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan ön otopside, boyun ve vücudun bazı yerlerinde morarma ve ekomoz bulunduğu belirtildi, ancak ölüm nedeni belirlenemedi. Bunun üzerine Bugrur’un cenazesinden alınan örnekler, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığı’na gönderildi.