Cumartesi Anneleri, 32 yıl önce gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Hasan Gülünay’ın akıbetini sorarak, kayıplar için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybettirilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Eylemlerinin 1008’incisini gerçekleştirilen Cumartesi Anneleri’ne insan hakları savunucuları da destek verdi. Karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri, 32 yıl önce kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu.

Eylemde açıklamayı gözaltında kaybettirilen Ferhat Tepe’nin ablası Ayşe Tepe yaptı. 

32 YILDIR HABER YOK 

 Artvin’de 23 Mayıs 1992 tarihinde gözaltına alındıktan sonra işkenceyle katledilen Ali Ekber Atmaca’nın üzerinden İstanbul’da aynı mahallede yaşayan Hasan Gülünay’ın kimliğinin çıktığını belirten Tepe, 20 Temmuz 1992’de gözaltına alınan Gülünay’ın bir daha geri dönmediğini söyledi. 

EMNİYET YETKİLİSİNDEN İTİRAF 

İşyeri telefonunu arayan bir kişinin TEM Şube’den aradığını ve Gülünay’ın gözaltında olduğunu belirttiğini ifade eden Tepe, “Ancak, savcılık ve İstanbul Emniyeti’ne başvuran ailesine, Hasan’ın gözaltında olmadığı ve arandığı söylendi. Bu durum üzerine aile, memleketlileri olan ve o dönem İstanbul Emniyeti’nde üst düzey yetkili olan Hüseyin Kocadağ’la görüştü. Kocadağ, aileye ‘Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar’ dedi. Aile bu bilgiyi kamuoyuna duyurdu” diye belirtti. 

GÜLÜNAY’IN SON SÖZÜ

Gülünay ile aynı tarihlerde İstanbul Emniyeti’nde tutulan bir tanığın ifadelerine yer veren Tepe, “Aynı hücrede tutulan bu tanık, Gülünay’ın ‘Gözaltında kaybettirilmek isteniyorum’ dediğini belirtti. Gayrettepe Emniyeti’nde işkence gören başka bir tanık da işkencecilerin kendisine ‘Hasan Gülünay’ı’ öldürdük, sıra sende’ demiş. Aile; Başbakan, İçişleri Bakanı ve Meclis başta olmak üzere resmi mercilere başvurdu. Yargı makamları olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili bir soruşturma yürütmeden zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verdi. Karara yapılan itiraz reddedildi. Bunun üzerine aile, 2013 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı” dedi.

AYM KARARI  

AYM’nin sadece “Yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmettiğini fakat zamanaşımı sona erdiği için soruşturmanın yeniden açılmasına gerek olmadığına karar verdiğini söyleyen Tepe, “Anayasa Mahkemesi’nin zamanaşımını mutlak bir engel olarak kabul eden bu yorumu, insan hakları normlarına aykırıdır. AİHM’nin konuyla ilgili yerleşik içtihadıyla uyumlu değildir. Bu karar, bireysel başvurunun gözaltında kaybetmelerde etkili bir başvuru yol olmadığına dair iddiamızı güçlendirmektedir” ifadelerini kullandı.

 ‘KAYIPLARIMIZ İÇİN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Zorla kaybettirme suçunun, cezasızlık nedeniyle devam ettiğine dikkat çeken Tepe, şöyle devam etti: “Bu yüzden siyasi ve adli makamları bir kez daha Gülünay dosyasında uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için etkili bir giderim yolu sunmaya çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Hasan Gülünay ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Gülünay ailesi adına , Zeki Eyi ve Naciye Eyi’nin yaptığı konuşmaların ardından eylem sona erdi.