Köln’de on binlerce kişi, Kürt Halk Önderi’nin fiziki özgürlüğü ve demokratik çözüm için bir kez daha meydanlardaydı. “Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü barışın anahtarıdır” sloganı, Kürt halkının barış ve özgürlük özlemini bir kez daha dile getirdi.
Jiyan News – Abone Ol
Haberciliğimize destek olmak için abone olun!
Köln’deki meydanda toplanan kalabalığın sesi, yalnızca bir politik talebi değil, bir halkın yüzyıllardır süren özgürlük arayışını taşıyordu.
Yüzlerce pankart, binlerce ses, aynı sözü yineliyordu: “Özgürlük olmadan barış olmaz.”
Bu ses, sınırları aşan bir yankıydı. Kürt halkı, Rojava’dan Amed’e, Mahabat’tan Hewler’e kadar uzanan bir coğrafyada aynı inancı paylaşıyor:
Onurlu bir barış, ancak özgürlükle mümkün olur.
“Kürt halkı kararlı ve kesintisiz bir mücadele yürütüyor”
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, mitingde yaptığı konuşmada bu mücadelenin kararlılığını hatırlattı:
“Kürt halkı, bulunduğu tüm alanlarda Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü için kesintisiz bir mücadele yürüttü. Bu mücadele artık dünyanın dört bir yanında ses getirmiştir.”
Gerçekten de bu mücadele, yalnızca siyasal bir duruş değil; varoluşsal bir direniştir.
Kürt halkı, inkârın, sürgünün ve asimilasyonun karşısında kimliğini koruyarak, kültürünü yaşatarak, dilini savunarak direniyor.
Avrupa meydanlarında toplanan binlerce kişi, bu mücadelenin artık uluslararası bir bilince dönüştüğünü gösteriyor.
“Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü halkın özgürlüğüdür”
Bu söz, bir halkın iradesini temsil ediyor.
Çünkü Kürt halkı biliyor ki Kürt Halk Önderi’nin tutsaklığı, halkın da iradesinin tutsak edilmesidir.
Özgürlük talebi, kişisel değil toplumsaldır; bir liderin değil, milyonların kaderiyle ilgilidir.
Köln’de yankılanan sloganlar, barışın önündeki duvarları aşma kararlılığını taşıyordu.
Halk, “barış” sözcüğünü yalnızca bir temenni olarak değil, somut bir toplumsal hedef olarak dillendiriyordu.
Çünkü Kürt halkı, savaşların ve çatışmaların yükünü en çok hissedenlerden biri oldu.
Her acıdan, her yıkımdan sonra yeniden ayağa kalkmayı başardı.
Bu yüzden Kürt halkı için barış, yalnızca bir “siyasi çözüm” değil, varlığını sürdürebilmenin koşuludur.
Barışa susamış ama umudunu yitirmemiş bir halk
Köln’deki mitingde kadınların, gençlerin ve yaşlıların omuz omuza duruşu; renklerin, dillerin ve kimliklerin yan yana gelişi bir mesajdı:
Barış, halkların bir arada, eşit ve özgür yaşama iradesidir.
O irade, ne yasaklarla ne de baskılarla sönmedi, sönmeyecek.
Kürt halkı, uzun yıllardır süren çatışmalı döneme rağmen, barışın sabrını taşımayı sürdürüyor.
Zindanlardaki direnişten Avrupa sokaklarındaki yürüyüşlere kadar uzanan bu irade, halkın kolektif hafızasına kazınmış durumda.
Bugün milyonlarca insan, Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğünü sadece bir sembol olarak değil, aynı zamanda Kürt sorununun demokratik çözümünün başlangıcı olarak görüyor.
Barışın kapısı, bu kararlılıkla bir gün mutlaka aralanacak.
Çünkü hiçbir halk, sonsuza dek susmaz; hiçbir mücadele boşuna verilmez.
Bir halkın yürüyüşü ve insanlığın barış umudu
Köln mitingi, sadece bir protesto değil, tarihsel bir hatırlatmaydı:
Kürt halkı, kimliğini, dilini ve geleceğini korumak için mücadele ediyor.
Bu mücadelenin hedefi; savaşsız, eşit, özgür bir yaşam kurmak.
Kürt halkı, kendi kaderini belirleme hakkını savunurken, aynı zamanda bölge halkları için de barış ve demokrasi yolunu açıyor.
Çünkü özgürlük, sadece bir halkın değil, tüm insanlığın ortak değeridir.
Ve barış, insanlığın en büyük ahlaki sınavıdır.
Barışın olmadığı bir dünyada hiçbir halkın özgürlüğü tam değildir, hiçbir adalet kalıcı olamaz.
Kürt halkının barış talebi bu yüzden yalnız kendi coğrafyasıyla sınırlı değildir; tüm insanlığa bir çağrıdır — savaşsız, adil ve onurlu bir yaşamın çağrısı.
Bugün, barışa ve özgürlüğe olan bu hasret, bir gün mutlaka umuda dönüşecek.
Köln meydanında yankılanan o ses, tarih boyunca yankılanmaya devam edecek:
“Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü, halkların özgürlüğüdür.”
