Amedspor forması ve Demirtaş’ın kitabı cezaevine alınmadı
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Erzurum Dumlu Cezaevi'nde Kürt kimliğiyle bağlantılı kitap, mektup ve Amedspor formasının mahpuslara verilmediğini açıkladı. Gergerlioğlu, cezaevi uygulamalarının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini belirtti.
DEM Parti Kocaeli Milletvekili ve insan hakları savunucusu Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Erzurum Dumlu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ni ziyaret etti. Gergerlioğlu, cezaevinde tutuklularla yaptığı görüşmelerde, Kürt kimliğiyle bağlantılı sembol, dil ve kitapların cezaevi yönetimi tarafından engellendiğini belirtti.
Gergerlioğlu’nun aktardığına göre, bir tutukluya gönderilen ve üzerinde “Hebun” (Kürtçe’de “varlık” anlamına gelir) yazılı Amedspor forması cezaevi yönetimi tarafından sakıncalı bulunduğu gerekçesiyle kabul edilmedi. Gergerlioğlu, "Bu formayı sadece üzerindeki bir kelime nedeniyle mahpusa vermemek, ifade özgürlüğünün açık bir ihlalidir" dedi.
Benzer şekilde, Selahattin Demirtaş’a ait Onurlu Yaşam Davası başlıklı kitabın da içinde geçen bazı Kürtçe ifadeler ve devlet politikalarına yönelik eleştiriler nedeniyle tutuklulara ulaştırılmadığı bildirildi. Oysa söz konusu kitap, Türkiye'de resmi bandrolle satılmaktadır.
Milletvekili Gergerlioğlu, "Kürt, Kürtçe, Kürt kültürü gibi ifadeler nedeniyle mektupların, hatta bandrollü kitapların dahi cezaevine alınmaması, yargı sürecinden bağımsız olarak bir kimliğin sistematik biçimde dışlandığını gösteriyor," diyerek yaşanan durumu eleştirdi.
Ziyaret sırasında bir başka dikkat çekici olay ise adli mahkûm Salim Güran ile görüşme sürecinde yaşandı. Gergerlioğlu, milletvekili olarak böyle bir görüşme için izin gerekmemesine rağmen uzun bürokratik engellerle karşılaştığını belirtti. “Terör suçlamasıyla yargılanan tutuklular için dahi Bakanlık izniyle ziyaret yapılabilirken, adli bir mahpus için böyle bir engellemeyle karşılaşmak hukuken de kabul edilemez” dedi.
Gergerlioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Milletvekilleri halkın sorunlarını dinlemek ve çözüm bulmak için vardır. Cezaevindeki mahpuslarla görüşmek, insan haklarını korumak adına meşru ve gerekli bir faaliyet olup, engellenmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Kimse tarafından ziyaret edilmeyen bir tutukluyu dinlemek suç değil, bir sorumluluktur.”