
İsviçre’nin Cenevre kentindeki BM Ofisi önünde Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin açıklama yapan Alevi örgütleri, “Barışın ve demokratik dönüşümün kurucu öznesiyiz. Bu kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB), Cenevre’de Birleşmit Milletler (BM) Ofisi önünde basın açıklaması yaptı. FEDA ve DAKB, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin tutumlarını açıkladı. “Barış, bir cemdir; halkların ve vicdanların rızasıyla kurulur” diyen Alevi kurumları, demokratik çözüm sürecinde yalnızca gözlemci değil, kurucu özne olduklarının altını çizdi.
İsviçre’nin Cenevre, Fransa’nın başkenti Paris ve Almanya’nın Hamburg kentinde eş zamanlı yapılan açıklamalarda Alevi kurumları, toplumsal barışın ve demokratik dönüşümün ancak halkların eşit katılımıyla ve tarihsel hakikatlerle yüzleşilerek sağlanabileceğini belirtti. İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde gerçekleştirilen açıklamada konuşan FEDA Sözcüsü Songül Aslan, Önder Apo’nun 27 Şubat günü yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın tarihsel önemine işaret etti.
ALEVİLER YOKSA BARIŞ EKSİK KALIR
Songül Aslan, yeni anayasa tartışmalarının yalnızca sermaye odaklı, teknik bir düzenleme değil; halkların rızasına dayanan tarihsel bir toplumsal sözleşme olması gerektiğini belirtti. Meclis çatısı altında oluşturulması planlanan komisyona dair değerlendirmelerde bulunan Songül Aslan, “Barış süreci yalnızca siyasal taraflar arasında değil; kadınların, gençlerin, inanç topluluklarının ve ezilen halkların katılımıyla yürütülmelidir. Aleviler yoksa, barış da eksik kalır” dedi.
BU TOPRAKLARDA KURUCU HALKAYIZ
FEDA ve DAKB’nin ortak açıklamasında, Alevilerin tarih boyunca sistematik bir şekilde inkâr, asimilasyon ve katliamlara uğradığı vurgulandı. Alevi halkının, bu coğrafyanın kadim ve kurucu halklarından biri olduğu hatırlatıldı. Açıklamada, “Barış yalnızca silahların susması değildir; hakikatin kabulü, halkların rızası ve vicdanların cemidir” denildi.
9 MADDE
Açıklamada, Alevi halkının Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dair talepleri 9 başlıkta kamuoyuna duyuruldu:
1. Eşit yurttaşlık ve kolektif haklar anayasal güvence altına alınmalı.
2. Tekke ve Zaviyeler Kanunu yürürlükten kaldırılmalı; Cemevleri ibadethane statüsüne kavuşturulmalı.
3. Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilmeli; halklar meclisi veya inançlar meclisi kurulmalı.
4. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı; eğitim laik, bilimsel ve anadil temelli olmalı.
5. Kürt Alevilerin dili ve ritüelleri korunmalı; kamusal yaşamda özgürce yaşatılmalı.
6. Dersim, Koçgiri, Maraş gibi katliamların arşivleri açılmalı; resmi özür dilenmeli, failler yargılanmalı.
7. Doğa talanına son verilmeli; kutsal mekânlar korunmalı.
8. Demokratik temsiliyet güvence altına alınmalı; eşbaşkanlık tanınmalı, kayyum uygulamalarına son verilmeli.
9. Tutuklu Alevilerin inanç rehberleriyle görüşme hakkı anayasal teminat altına alınmalı.
ÖNDER APO’NUN ÇAĞRISI TARİHİDİR
Önder Apo’nun “tüm kesimlerin sürece katılımı hayati önemdedir” açıklamasının önemine dikkat çekilen açıklamada, Alevi kurumları bu çağrıya güçlü bir yanıt verdiklerini ifade etti. “Barışa hizmet etmek, hak ve hakikat için mücadele etmektir” denilerek, Alevi halkının sürecin dışına itilmesini kabul etmeyecekleri belirtildi.
Açıklamada, yeni anayasanın teknik bir metin değil; halkların rızalığı temelinde yükselen bir toplumsal rıza sözleşmesi olması gerektiği vurgulandı. Alevi kurumları, “Taleplerimizi kimseye dayatmıyoruz; ancak bizatihi barışın ve demokratik dönüşümün kurucu öznesiyiz. Bu kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz” mesajını verdi.
Alevi kurumlarının açıklama takvimi kapsamında, yarın Almanya’nın Dortmund ve Frankfurt kentleri ile Avusturya’nın Viyana kentinde de açıklamalar yapılacağı bildirildi.