‘Dolardan bize ne diyenlere şunu sormak lazım. Yurt içi değil yurt dışı bankalarına kaçırdığınız dolarları açıklayın.’
AKP kurucularından eski AKP milletvekili Kemal Albayrak, Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğurluoğlu’nun sorularını yanıtladı. Albayrak, “Dolardan bize ne diyenlere şunu sormak lazım, şerefiniz ve ahlakınız varsa kişisel döviz varlığınızı açıklayın. Yurt içi değil yurt dışı bankalarına kaçırdığınız dolarlara bakalım” dedi.
Albayrak daha önce de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın aday olmaması gerektiğini ifade etmiş ve “John Loce, ‘Hukukun bittiği yerde diktatörlük başlar’ der. Erdoğan’ın 3. kez adaylığı felaket olur, Türkiye’yi felakete götürür” demişti.
Albayrak, sorulara şöyle yanıt verdi:
Neden yurt dışındaki mal varlıklarını açıklamıyorlar?
Bunların dolarları hep yurt dış bankalarda… Ülkede idareciler saydamlığı kendilerinde gösterirlerse her mevkide olanlar buna riayet eder ve hukuk işler. Sır açıklayandan korkma sır saklayandan kork. Sıkıntı burada. Suçlu sır saklar. Babür Şah ‘rüşvetin algısı saltanatta görülür’ der… Bugün garibana, aç olana sabır tavsiye ederek cennet vaat edenler, bu dünyada haram ile cenneti yaşıyorlar. Seçmenleri bunu sorgulamıyor. Siyasetin ve devleti yöneten aktörler saydam olacak, sırların arkasına saklanmayacak. Mümin söze inanır, münafık göze inanır. Müslüman şeytan elbisesi giymekle çalma maharetinde olamaz.
Erdoğan alyansını gösterip “tüm mal varlığım” demişti. Bugün Erdoğan ailesinin mal varlığı için neler söyleyeceksiniz?
Dış basında gündeme geliyor ama bizde bunlar sizin gibi cesur gazetecilerce gündem oluyor ama sivil alanlarda ve Meclis’te çoğunluk ve tek rejime dayalı bir sistemde hukuk olmadığı için bu konuda kararlılığını ortaya koymuyor, koyamıyor. Bunların aslında isnat edilenler tarafından ‘buyurun araştırılsın’ diye izni verilmesi gerekir ki bu olmuyor maalesef. Bu gibi konular da egemen güçler tarafından ülke menfaatleri tehdide kadar götürülüyor, gizlilikleri şantaj olabiliyor. İktisadi, siyasi, askeri, ekonomik alanlarda ülke ciddi meselelerde tavizlere sebep olabiliyor. Bunlar dini ön plana çıkarıyorlar ama yaptıkları işler de helalle örtüşmüyor. Dinimize de hukuka da ahlaka da kesinlikle uymuyor.
Seçime 1,5 yıl kaldı AKP, MHP, BBP ve Vatan Partisinden oluşan Cumhur ittifakının yarattığı ekonomik krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Borçlanma, faiz ödemeleri, toplumun çoğunluğunun açlıkla karşı karşıya olduğu görülmekte. Buraya geliş süresini uzman iktisatçılar, siyasetçiler uyardıkları halde toplumsal çıkarlar şahsi çıkarlara teslim edildiğinden dolayı bu ülkenin iflası gerçekleştirildi. Bilimsel veriler ortada. Her alanda dip yaşıyor ülke. Ekonomiyi bu hale getirenler bu ülkenin beka sorunu oldular.”
Hesap sorulmalı mı?
Bu birliktelik, ‘birbirine güvenmeden sevmek ittifakı’ olarak kurulmuştur. Nimette paylaşım ittifakıdır. Ülkenin sıkıntılarını çözmek için değil, kişisel arzu ve isteklerin güce dönüşerek elde etmek için yönetim anlayışı oluşturulmuştur. Bu düzen daha fazla yürümüyor. Yokuşa çıkarken durursun ama inerken duramazsın.
Cumhur İttifakı freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı iniyor.
Bu ekonomik kriz gösterdi ki oy kaybedişleri de hızlandı… Yakın zamanda kendi aralarında suçlu arama itirafları başladı. İtiraflar daha geniş başlayacak. Hesap millet tarafından önce sandıkta sorulacaktır. Sonrasında hukuken sorulmalıdır. Bu bir rövanş alma değildir. Yaşadığının ve yaşattığının bedelini ödemektir ki, adaletle olmasını gerektirir. Bağlı yargının yerini bağımsız yargı aldığında bunlar olacaktır. Ülke iyi yönetenlerin eline seçimle geçecektir. Adalet, demokrasi, ortak iyi, uzlaşma diyenlerin, millete dönük siyaset yapanların akıl çapı genişledikçe ve güçlendikçe, iktidarın akıl çapı daralıyor. Bedeviliğe dönüşe, siyaseti holdingleştirme, kin ve nefreti örgütleme anlayışına kaymaları bunları bitiriyor. Sakladıkları sır açığa çıktıkça korku, hesap korkusudur. Muhalifler helalleşme talebinde ve adalet istiyor. İktidar nefreti körüklüyor ama yolun sonu göründü. Bu iktidarın gayri meşru işlerinden dolayı; AKP ve MHP’den seçmen kaçıyor. Sebep iktidar, sonuç iflas…”