
Almanya’nın Kiel kentinde, 25 Ocak 2025’te Kobanê’nin özgürleşmesinin 10. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenmek istenen etkinlik, insanlık dışı bir saldırıya sahne olmuştu.
İki DAİŞ sempatizanının gerçekleştirdiği bıçaklı saldırıda yaralananlardan biri de genç Kürt aktivist Muhammet İlhan Aslan oldu.
Aradan aylar geçti. Ancak Aslan için o günün yaraları hâlâ kapanmadı.
Hem bedeninde hem de ruhunda derin izler bırakan saldırı sonrası Aslan, psikolojik tedavi görmeye başladı. Yaşadığı travmaya rağmen ayakta kalmaya çalışan Aslan, üç yıldan fazladır yaşadığı Kiel’de Kürt kültürünü, sanatını ve inancını yaşatmak için mücadele eden bir derneğin aktif üyesi.
Ancak Aslan’ın yaraları sadece bıçak darbeleriyle sınırlı kalmadı
Olayın ardından iltica başvurusunun hâlâ sonuçlanmamış olması, belirsizlik içinde yaşamını sürdürmesine neden oluyor. Bu durum, saldırının yarattığı psikolojik yükü daha da ağırlaştırıyor. Dahası, son aylarda polislerin muhammet İlhan Aslan’ı avukatı Alexander Hoffmann’dan habersiz bir şekilde sık sık rahatsız etmesi, baskı hissini artırıyor. Şimdi önünde önemli bir tarih var:
Duruşma 15 Eylül’de
Saldırıya ilişkin açılan davanın ilk duruşması görülecek. 21 duruşmalık uzun bir sürecin başlangıcı olacak bu tarih, sadece bir mahkeme günü değil; aynı zamanda adalet mücadelesinin de sembolü. Muhammet İlhan Aslan için bu dava, yalnızca kendisine yapılan saldırının değil, aynı zamanda DAİŞ zihniyetine karşı verilen onurlu bir direnişin de davası. Onun için 15 Eylül yalnızca bir gün değil; hesap sorma, sesini duyurma, hakikati haykırma günüdür.
Kiel’de yaşayan Kürt toplumu ve dostları, Aslan’ı bu kritik günde yalnız bırakmama çağrısında bulunuyor. Çünkü bu dava, yalnızca bir kişinin değil, özgürlüğü, kültürü ve varoluşu hedef alınan bir halkın davası. 15 Eylül’de Kiel’de, Muhammet İlhan Aslan’ın yanında olmak, adaletin yanında olmaktır.