Artı TV’ye gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Davutoğlu ‘İnsan yüzüne çıkamazlar’ derken kastettiğim sayın Bahçeli, sayın Erdoğan, sayın Binali Yıldırım’ dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin Diyarbakır’da düzenlediği iki gün sürecek “Geleceğimizin İnşası Toplantıları; Kürt Meselesi” başlıklı toplantı kapsamında kente geldi. Davutoğlu, toplantı arasında Artı TV Diyarbakır Temsilcisi Bahar Kılıçgedik’e gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Seçimler, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etmesi, Tahir Elçi suikastı ve 7 Haziran 2015 seçimleri ile seçimin tekrarlandığı 1 Kasım 2015 tarihleri arasındaki yaşananlara dair “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok kişi insan içine çıkamaz” şeklindeki sözlerinde kimi kastettiğine dair önemli sorulara yanıtlar verdi.
Kılıçgedik ilk olarak, önümüzdeki seçim sürecinin cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinden biri olacağını söyleyen Davutoğlu’na 3 Haziran 2015 ile 1 Kasım seçimleri arasındaki süreci de hatırlatarak “Bu seçimdeki kritiklik nedir? O dönemden daha kötü bir seçim süreci mi bekleniyor?” sorusunu yöneltti.
‘TÜRKİYE’DE İKTİDAR DEĞİŞİMİ ARTIK KAÇINILMAZ’
“O dönemin kendine has şartları vardı” diyen Davutoğlu şunları söyledi:
“O dönem bütün bölgede kamu düzenini bozan terör eylemleri vardı. O anlamda bir tehditten daha çok bu dönemde seçimin kritik olması Türkiye’de bir iktidar değişimi artık kaçınılmaz görünüyor. Halkın da bir yoğun tepkisi var. Her yerde görüyoruz bunu. İktidarın ekonomi politikalarına karşı, demokrasiyi yok sayan yasakçı tutumuna karşı, yolsuzluklara karşı birikmiş bir tepki var. Ama iktidar sahipleri mutlaka iktidarda kalma çabası içerisinde ve bunun için de her türlü yöntemi kendilerince meşru görecek durumdalar. İstemedikleri, farklı düşünen herkesi hain ilan etmekten, kadınlara küfretmeye kadar giden bir söylem bozulması, bir tablo var. Ama daha vahimi, daha hassas olanı bir ekonomik kriz yaşanıyor, halk ‘Açım’ diye artık sokaklarda haykırıyor, böyle bir dönemde ortaya çıkabilecek sosyal gerilimlerin, ekonomik sebeplerle de, başka siyasi sebeplerin ötesinde istismar edilmesi anlamında bir kritik seçime gidiyoruz.
Ama kritik bir seçim derken esas kastettiğim Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ile birlikte tek bir akla, otoriter bir yolsuzluk düzenine dönüşen tek bir akla dayanan bugünkü iktidarın gidip, cumhuriyetin ikinci yüz yılına demokratik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, akılcı ekonomi politikalarını takip eden bir yönetimin oluşması.”
‘BU YÖNETİM BİR DÖNEM DAHA DEVAM EDERSE TÜRKİYE’DE OTORİTERLEŞME KALICILAŞIR’
“Eğer bugünkü tarz bir yönetim bir dönem daha devam ederse Türkiye’de demokrasiyi besleyen ana damarlar iyice tıkanır ve Türkiye’de kalıcı bir otoriterleşme yerleşir. O bakımdan bu seçim sadece partiler arasında bir seçim olmayacak. Türkiye’nin otoriter, yolsuzluk düzenine dönüşmüş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile mi yönetilecek? Bugün Erdoğan, yarın başka bir aynı gücü kullanacak. Bu Perinçek bile olabilir birilerinin kafasında. Çünkü iktidarı o yönetiyor veya Bahçeli, veya başka birisi. O mantıkta birisi.
Böyle mi yönetilecek yoksa insan hak ve özgürlüklerine saygılı, hiçbir şekilde nefret dili kullanmayan, toplumu birleştiren, ayrıştırmayan demokratik bir parlamenter sisteme mi geçeceğiz? Esas denklem burada. Biz Gelecek Partisi olarak zaten en başta bu denklemin kurulmasına öncülük eden bir partiyiz. Siyasi sahneye çıkışımızla birlikte Türkiye’de siyasi denklem değişmiştir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz.”
‘ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞINI AÇIKLAMASI İYİ OLDU’
Davutoğlu, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasını da değerlendirerek “Sayın Erdoğan taktisyenlik yapmaya çalışırken, stratejik hedefleri unutuyor. Türkiye’yi nasıl bir şekilde yöneteceği, yeni bir beş yılda ne yapacağını açıklamadan önce Türkiye’yi şu anki düşürdüğü zor durumun içinde bir taktik yapıyor. Bence doğru yaptı, açıklaması iyi oldu” dedi.
‘ERDOĞAN HAYATININ SONUNA KADAR İKTİDARDA KALMAYI PLANLIYOR’
Davuoğlu Erdoğan’ın niyetine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“En azından şunu biliyoruz. AK Parti’de sayın Erdoğan’la birlikte tekrar sahneye çıkarız, belki bir seçime aday olarak gireriz diye birçok kişi bekliyordu. Şunu gördüler; sayın Erdoğan hiçbir kimseye herhangi bir siyasi alan açma gibi siyasi bir düşüncesi olmadı, tek başına hayatın sonuna kadar o gücü elde etmeye çalıştığı ortaya çıktı. Başkasına, Mısır’da “Hayatının sonuna kadar mı iktidarda kalacaksın, artık devret” diyen sayın Cumhurbaşkanı, bugün Türkiye’de hayatının sonuna kadar kalmasını planlayan bir yaklaşım içerisinde. Bunun ortaya çıkması bakımından doğru oldu.”
‘ADAYLIĞINI AÇIKLAYARAK ‘BEN YENİLMEDİM, O YENİLDİ’ DEME ŞANSI KALMADI’
“Bir de seçimlerde, eğer başka birisi girmiş olsa ben yenilmedim o yenildi diyecekti. Şimdi öyle bir şansı yok. Seçime girecek ve halkın bu felaketinin, bu sefaletinin hesabını doğrudan ondan sorma imkanını elde etmiş olacak. Dolayısıyla o açıdan doğru olduğu ve iyi olduğu kanaatindeyim. Ama esas hedefi muhalefeti bir isim açıklamaya zorlamak.”
‘6 GENEL BAŞKAN OLARAK SEÇİM TAKVİMİ İLAN EDİLENE KADAR ADAYI AÇIKLAMAMA KARARI ALDIK’
“Biz 6 genel başkan, seçim takvimi ilan edilene kadar cumhurbaşkanı adayını konuşmama ve açıklamama kararı aldık. Bu ilkeye uymamız durumunda bu taktik de boşa çıkacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı tek başına adaylığı konusunda istediğini söyleyebilir ama bizim neyi ne zaman yapacağımız konusunda baskıda bulunamaz. Ümit ederim kamuoyu da bütün bunları görür.”
‘MESELE BİR KİŞİNİN GİDİP YERİNE BAŞKA BİRİNİN GELMESİ DEĞİL, ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ’
“Türkiye’de mesele bir kişinin gidip başka birinin gelmesi değil. Bütün gücü kullanan bir otoritenin gidip yine benzer gücü kullanacak birinin gelmesi değil, Türkiye’de bir sistem değişikliği, bir vizyon değişikliği, en önemlisi de bir zihniyet değişikliği şart. Biz onu öncelikle gerçekleştireceğiz.”
DİYARBAKIR’DA GÖZALTINA ALINAN GAZETECİLER: BİRİ BİZİM ÇALIŞTAYA KATILACAKTI, GÖZALTINA ALINDIĞI İÇİN GELEMEDİ
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu 20 Kürt gazetecinin gözaltına alınmasına da tepki gösterdi. “Doğru görmedim” diyen Davutoğlu şunları söyledi: “Ben hiçbir zaman gazeteci tutuklamalarını doğru görmedim. Siyasi saiklerle gazetecilere, aydınlara, üniversitelere dönük baskı yapılmasını ülkenin zihni kapasitesini yok ettiği kanaatindeyim. Kesinlikle bu tür tutuklamalara karşıyım. Görüşünü beğenmeyebilirsiniz. Bu gazetecilerden biri dün bizim çalıştaya katılmak üzere davetliydi. Gözaltında olması dolayısıyla katılamadı. Bu uygulamalara esastan karşıyım.”
‘GELİŞMELERİ ETKİLEMEYE DÖNÜK HER CİNAYET SİYASİ SUİKATTIR’
Tahir Elçi’nin öldürülmesinin siyasi bir suikast olduğu yönündeki açıklamaları da sorulan Gelecek Partisi lideri şunları söyledi:
“Siyasi suikasttan kastımı açıklayayım. Diyarbakır Baro Başkanının ‘Bu bir siyasi suikast mıdır?’ sorusuna “Evet” diye yanıt verdim. Çünkü Türkiye’deki siyasi gelişmeleri etkilemeye çalışan her cinayet siyasi suikasttır. Kastettiğim yapanların siyasi bir çevre olması değil. 1980 öncesi Nihat Erim’in öldürülmesi de Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi de kişisel bir mesele değildi. Türkiye’yi bir dar boğaza sokmak için yapılan siyasi suikastlardı. O kategoride değerlendirdiğimi ifade edeyim.”
‘KAYYIM ATAMALARINA KARŞI ÇIKTIĞIM İÇİN BAHÇELİ BANA SALDIRDI, TERÖRLE İŞ BİRLİĞİYLE SUÇLADI’
Artı TV Diyarbakır Temsilcisi Bahar Kılıçgedik, Davutoğlu’na “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok kişi insan içine çıkamaz” açıklamasını hatırlatarak “Kim bu insanlar?” diye sordu. Davutoğlu şöyle açıkladı:
“Ben bu açıklamayı yaptığım o günlerde, 2019 seçimleri sonrası seçilen bazı belediye başkanları gözaltına alınıp yerlerine kayyım atanmıştı. Ben bu kayyım atanmalarına açık ve net şekilde karşı çıktım. Doğru değil, eğer suçluydularsa niye seçime girme hakkı verildi. Seçime girdilerse bu iki-üç ay içerisinde mi suç işlediler ki onları gözaltına alıyorsunuz da yerine kayyım atıyorsunuz. Bu da demokrasiye aykırıdır dedim. Bunu dediğimde ben AK Parti üyesiydim hala, daha partiden ayrılmamıştım. Bunun üzerine sayın Bahçeli bana saldırdı ve beni terörle iş birliğiyle suçladı. Sayın Erdoğan da imalı sözler sarf etti ben o yüzden çıktım, o dönemdeki tutumları derken, biz demokratik hukuk devleti içinde terörle mücadele ederken, sayın Erdoğan Ankara’da Genel Başkanı olduğum parti içinde Binali Yıldırım ile birlikte beni devirme planları yapıyordu.
Sayın Bahçeli de hükümet kurma planlarımızı reddedip Ankara’dan ahkam kesiyordu. Biz ise halkımızla birlikteydik. Ben her hafta sonu bölgedeydim, bu halk beni onun için sever. Büyük korumalarla değil, Silopi’de halkın arasında yürüdüm. Biz buradayız, sizinleyiz dedim. Şırnak’ta, Gevaş’ta, Varto’da, Ceylanpınar’da, Sur’da, Yüksekova’da ilçelere gidiyordum her yerde. Ben halka, burada yaşayan vatandaşlarımıza, Kürtlere ‘Terör faaliyetine karşı bir mücadele veriliyor ama size karşı değil, sizinle birlikteyiz’ dediğim bir dönemde onlar Ankara’da bu faaliyetleri yapıyordu. Kastettiğim bu.
‘İNSAN İÇİNE ÇIKAMAZ’ DİYEREK KASTETTİĞİ İSİMLERİ AÇIKLADI
‘İnsan yüzüne çıkamazlar’ sözüm bana dönük ithama verdiğim bir cevaptı. Kastettiğim sayın Bahçeli, sayın Erdoğan, sayın Binali Yıldırım. O dönemde Ankara’da oturup, dar koridorlarda bize karşı, devleti zor şartlarda yönetmeye çalışırken, hukuku, özgürlükleri koruyarak bir mücadele vermeye çalışırken Ankara’da oturup parti içi darbe yapma hazırlıklarında olanlara verdiğim cevaptı.