İkisi kendi gibi korucu olan 5 oğluyla, dini nikâhlı eşi Hamdiye Şık ve oğlu Kadir’i öldüren Mahmut Karaaslan ve çocuklarının yargılandığı dava duruşmasında, ilk ifadesinde “tehdit edileceği” gerekçesiyle isminin gizlenmesini isteyen tanık S.Ç., sanıklar aleyhine verdiği beyanlarından vazgeçti.
Diyarbakır’ın Bismil ilçesi Kağıtlı Mahallesi’nde, ikisi kendi gibi korucu olan 5 oğluyla, dini nikâhlı eşi Hamdiye Şık ve oğlu Kadir’i öldüren korucu Mahmut Karaaslan ve oğullarının yargılandığı 7 sanıklı davanın ilk duruşması görüldü. Sanıkların her birinin ayrı ayrı “kasten öldürmeden” müebbet, “altsoya karşı kasten öldürmeden” ağırlaştırılmış müebbet, “altsoya karşı kasten yaralamaya teşebbüsten” 13 ile 20 yıl arası değişen hapis cezasıyla yargılandığı davanın duruşması, Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme salonunda tutuklu sanıklar olan baba Mahmut, çocukları Serdar, Sidar, Serhat, Mazlum ve Zafer Karaslan ile öldürülen Hamdiye Şık’ın tutuksuz yargılanan oğlu Murat Karaarslan hazır bulundu.
İLK İFADELER İNKAR EDİLDİ
Sanıklar, emniyet ve savcılık ifadelerinin aksine duruşmada ağızbirliği ederek ifade verdi. Sanıklar, ağabeyleri Sidar’ın anlaşmazlığa neden olan evinin inşaatına gelen üvey anneleri Hamdiye Şık, gelinleri Fatma ve Bahar Karaaslan’dan sonra, üvey ağabeyleri Kadir, Mehmet ve Murat’ın uzun namlulu otomatik silahlarla gelerek kendilerine ateş ettiğini savundu.
Mahkeme başkanın kolluk ve emniyetteki ifadelerini hatırlatması üzerine ise tutuklu sanıklar ifadelerinin tutanaklara yanlış geçirildiğini savundu.
Müştekilerin olay sırasında çektiği videoya yansıyan ve şu ana kadar kimin söylediği tespit edilemeyen “Babam diyor sıkın”, “Babam diyor hepsini öldürün” sözlerinin kendilerine ait olmadığını iddia eden sanıklar, olay sırasında kendilerinde pompalı tüfek bulunduğunu, olay yerine gelen üvey kardeşlerinde ise kalaşnikof silah bulunduğunu öne sürdü.
SARHOŞLUĞA SIĞINDI
Tutuklu sanıklardan Mazlum Karaarslan, önceki beyanlarının aksine olay sırasında sarhoş olduğunu ileri sürdü. Karaarslan, elindeki silahı almak için boğuştuğu üvey ağabeyi Kadir’in sağına doğru ateş ettiğini, o sırada gelen diğer üvey ağabeyleri Mehmet ve Murat’ın kendisine ateş ettiğini, o anda da Kadir’in vurulduğunu belirtti. Mazlum Karaarslan, yaşamını yitiren Kadir’e ait olduğunu öne sürdüğü silahı orada bırakıp, kaçtığını anlattı.
Korucu olan Serdar Karaarslan da, “olayı yatıştırmak amacıyla olay yerine gittiğini” savunarak, kimseye ateş etmediğini iddia etti.
KORUCU SİLAHI OLAY YERİNDE
Cinayet mahallinde kendisine zimmetli korucu silahı bulunan Sidar Karaarslan da, hakim karşısında olay yerinde olmadığını ileri sürdü. O sırada babasının evinde olduğunu söyleyen Sidar Karaarslan, silah sesleri duyduklarını, seslerin kesilmesiyle birlikte evlerinin damına çıktıkları köy korucusu babasının jandarmanın gelmesi için havaya 5-6 el ateş açtığını belirtti.
Baba Mahmut Karaarslan da, ifadesinde jandarmanın gelmesi için evinin damından havaya ateş ettiğini savundu.
KALAŞNİKOFLA OLAY YERİNE GİTTİ
Olayda yaralı kurtulan Bahar Karaarslan ise, alınan ifadesinde tartışma konusu olan evin inşaatına kayınvalidesi Hamdiye Şık, eltisi Fatma Karaarslan ve çocuklarıyla birlikte gittiklerini anlattı. Tutuklu sanıkların kendilerini sırtlarında kalaşnikof marka silahlar ve ellerinde pompalı tüfeklerle karşıladığını ifade eden Bahar Karaarslan, Mazlum’un ağabeyi Serdar’a “Babam diyor hepsine sıkın, hepsini öldürün” dediğini duyduğunu dile getirdi.
Bahar Karaarslan, olay yerine gelen eşi Mehmet ve kayınbiraderleri Murat ve Kadir’in uzaklaştırmaya çalıştıkları sırada Serdar’ın eşinin üzerine yürüdüğünü, Mazlum’un da maktul Kadir Karaarslan’la boğuşmaya başladığını, kendilerine ise ateş edildiğini söyledi. Sanık kardeşlerin ateşiyle eşi Mehmet, kendisi ve çocuğu Lokman’ın yaralandığını ifade eden Bahar Karaarslan, Kadir’inde vurulduğunu belirtti. Kayınvalidesi Hamdiye Şık’ın kayınbabası Mahmut Karaarslan’ın silahından çıkan ateşle vurulduğunu söyleyen Bahar Karaarslan, babalarının yanında o sırada elinde kalaşnikof silah olan diğer eşi Nihal Karaarslan’ın bulunduğunu aktardı.
Müşteki Fatma Karaarslan da, ifadesinde Mahmet ve oğlu Sidar Karaarslan’ın evlerinin damından üzerlerine ateş ettiklerini net bir şekilde gördüğünü söyledi.
‘İLK SİDAR ATEŞ ETTİ’
Olay yerinde yaralanan Mehmet Karaarslan ise, kendisine ilk ateş edenin üvey kardeşi Sidar Karaarslan olduğunu söyledi. Mehmet Karaarslan, “Bana ilk ateş eden Sidar’dı. Daha sonra oradan koşarak uzaklaştı. Çatıdan Mahmut’la birlikte Sidar da sıkmış ama ben Sidar’ın evin çatısından sıktığını görmedim” dedi.
Dosyadaki yedinci sanık Murat Karaarslan da korkutmak amacıyla havaya ateş ettiğini söyledi.
TANIK İFADESİNDEN CAYDI
Sanıklarından ardından dinlenen tanık S.Ç. ise, soruşturma aşamasındaki beyanlarından vazgeçti. Zafer’in kendisine olay öncesi ‘Arabada keleşler var’ dediğini inkar eden S.Ç., Sidar Karaarslan’ın motosikletle kalaşnikoflu bir şekilde olay yerine gittiğini söyleyip, daha önceki “5 sanık kardeşin ateş ettiği” beyanını inkar ederek, okuma yazması olmadığını, karakolda ifadesinin o şekilde yazıldığını öne sürdü. Karakolda ifade verirken, ifadesinin gizli tutulması beyanı da sorulan S.Ç., ifadesinin gizli tutulmasını istediğini ancak kimse tarafından tehdit edilmediğini dile getirdi.
‘TELEFON KIRDIRILDI’
Murat Karaarslan’ın avukatı Fırat Üğer, silahının olay yerinde bulunması, tanıkların motosikletle silahlı bir şekilde gidildiği beyanı ve resimlerde motosikletin bulunmasının Sidar Karaarslan’ın olay yerinde olduğunu gösterdiğini söyledi. Üğer, 4 sanık kardeşin giydiği ayakkabıların bilindiği, olay yeri fotoğraflarında olay yerindeki Connect marka aracının arkasında farklı bir ayağın görüldüğünü ifade ederek, “Biz bunun Sidar Karaarslan olduğunu iddia ediyoruz” dedi.
Sanık Serhat Karaarslan’ın olay sırasında cep telefonuyla görüntü çektiğini hatırlatan Av. Üğer, o görüntülerin dosyada yer almadığını belirtti. Üğer, Mahmut Karaarslan’ın evinin bahçesinde kırık bir telefon bulunduğuna işaret ederek, “Serhat olayda çekim yaptı ve aleyhlerine olan görüntülerin mevcut olduğunu anlamaları üzerine telefonu kırdıkları kanaatindeyiz” diye belirtti.
SİDAR’I KORUMA ÇABALARI
Murat Karaarslan’ın avukatı Neval Taman Polat, sanıkların kimlik ve gelir beyanlarında korucu olduklarından bahsetmediklerini hatırlatarak, şöyle dedi: “Üçü de köy korucusu, devletin kendilerine vermiş olduğu silah dışında da silah kullanmış. Köy korucuları olmaları nedeniyle bu durumlarını da kullanarak müvekkillerimize açık şekilde baskı uygulamışlardır. Özellikle bütün sanıkların baştan beri uyguladıkları bir senaryo var. Sidar’ı korumaya çalışıyorlar. Sidar’ın üzerine zimmetli korucu silahı olay yerindeki römorkun içinden çıkıyor.”
Polat, Sidar Karaarslan’ın gece geç saatlere kadar karakol komutanıyla telefon üzerinden görüştüğüne işaret ederek, HTS kayıtlarının incelenmesini istedi. Av. Polat, tanık S.Ç.’nin önceki ifadesinde, tehdit edileceğini düşündüğü için isminin gizlenmesini talep ettiğini de belirtti.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi. (MEZOPOTAMYA AJANSI)