Ömrünün 27 yılını cezaevinde geçirdikten sonra tahliye edilen 85 yaşındaki Sıddık Güler, konuşmakta, yürümekte ve duymakta zorlanıyor. Güler, “6 ay boyunca soğuk suyla yıkandık. Her türlü hakareti gördük” dedi.
Ağır hastalıklarına rağmen tahliyesi uzun bir süre engellenen Sıddık Güler, avukatların yaptığı başvurunun kabul edilmesi üzerine 18 Temmuz’da özgürlüğüne kavuştu. 85 yaşındaki Güler, tahliye edilir edilmez memleketi Amed’e geldi. Güler, geldiği günden bu yana aile evi ve Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Çermikler Yas Evi’nde ziyaretleri kabul ediyor.
KONUŞMAKTA VE DUYMAKTA ZORLANIYOR
Tekerlekli sandalyeyle misafirlerini ağırlıyor, konuşma zorluğu çektiğinden kaynaklı sohbet etmekte zorlanıyor. Dili döndüğü kadarıyla cezaevinde yaşanan ihlalleri anlatıyor.
Yaşadığı sorunlar sadece bununla da sınırlı değil; dişleri olmamasından kaynaklı sadece sulu yemekler tüketebiliyor. Günlük ihtiyaçlarını da aile bireylerinin yardımıyla karşılayabiliyor. Ayrıca işitme problemi yaşıyor. Ziyaretçilerin yüksek bir ses tonuyla söylediklerini ancak duyabiliyor.
ÖCALAN’A OLAN SEVGİSİ
Yaptığı tüm sohbetlerde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a olan sevgisinden bahsetmesi dikkati çekiyor. Sık sık “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”ne karşı duyduğu güvene vurgu yapıyor.
Yaşadığı en büyük burukluk ise, arkasında bırakmak zorunda kaldığı tutsak arkadaşları. Bu nedenle cezaevinden çıktıktan sonra yaptığı ilk iş tutsak arkadaşlarının ailelerini aramak olmuş.
Yürüyemeyen, konuşmakta ve duymakta zorlanan, ziyarete gelenlerden bazılarını dahi tanımakta zorlanan Güler’in önümüzdeki günlerde tedaviye başlaması bekleniyor.
‘6 AY SOĞUK SUYLA DUŞ ALDIK’
Ömrünün 27 yılını cezaevinde geçirdiğini aktaran Güler, “4 kere rapor aldım, 4’ü de iptal edildi. Bana cezaevinde ‘kendi kendine bakabilirsin’ diyorlardı ama arkadaşlar beni sırtlayarak, götürüp getiriyordu” dedi.
Tutsakların baskı altında olduğunu söyleyen Güler, “Tutsaklar zulüm altında. Hakarete maruz kalıyorlar. Aileler 45 dakikalık görüş için gelip gidiyordu. O süreyi de onlara çok görüyorlardı. Hasta tutsaklar bırakılmalı, cezaevleri gezip görülmeli. Hasta tutsakların ne halde olduğu görülmeli. 6 ay boyunca bize sıcak su vermediler, soğuk suyla yıkandık. Her türlü hakareti gördük” diye kaydetti.
‘İMRALI KAPILARI AÇILIRSA HER ŞEY DEĞİŞİR’
Güler, devam eden “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”ne işaret ederek, “Halkımız barış istiyor. Sürecin arkasındayız, onurlu barışı birlikte inşa edeceğiz” diye vurguladı. Güler, “Bu şekilde çıkmak istemiyorduk. Tüm tutsakların hep birlikte çıkmasını istiyorduk. Sayın Öcalan’ın serbest bırakılmasını istiyoruz. İmralı kapıları açılırsa her şey değişebilir. Yeni bir süreç başladı, bundan sonrası devletin elinde. Devlet bu süreci tamamlayabilir. Biz barışa hazırız” şeklinde konuştu.
SIDDIK GÜLER HAKKINDA
Güler, 1994 yılında tutuklandı ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 2000’li yıllarda tahliye edildi ancak infaz süresini tamamlamadığı gerekçesiyle yeniden tutuklandı. Güler, cezaevi sürecinde hipertansiyon, kemik, kalp hastalığı, venöz yetmezlik, iltihaplı eklem romatizması ve Alzheimer gibi hastalıklara yakalandı. Ayrıca işitme kaybı ve konuşma güçlüğü yaşamaya başladı.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsaklar listesinde yer alan Güler, yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen uzun bir süre tahliye edilmedi. Güler’in avukatları, müvekkillerinin Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edilmesi için yakın bir zamanda İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Savcı, 20 Mayıs’ta Güler’in 3 gün içinde ATK’ye sevk edilmesine dair karar verdi.
Güler, savcı kararına rağmen 20 Haziran’da ATK’ye sevk edildi. ATK 11’inci İhtisas Kurulu, muayeneye ilişkin raporunu 27 Haziran’da hazırladı. Kurul, Güler’in yaşı, sağlık sorunları, kullandığı ilaçlar ve hastane raporlarına işaret ederek, “Hayatını yalnız idame ettirmez” yönünde rapor hazırladı.
İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, emniyete yazı yazarak, Güler’in “toplum için tehlike” arz edip etmediğini sordu. Amed’in Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Alişan Polis Karakolu, savcının yazısına 18 Temmuz’da yanıt vererek, Güler’in “Toplum için tehlike arz etmediği” yönünde bildirimde bulundu. Güler, bildirim üzerine tahliye edildi.