Frankfurt’ta düzenlenen 14. Dersim Kültür Festivali’nde Türk devletinin kente yönelik uyguladığı soykırıma işaret edilerek, “Dersim’i Dersim yapan itikatı, inancı ve dilidir. Onurluyuz, başımız dik, mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz” mesajı verildi.

.

14. Dêrsim Kültür Festivali, Almanya’nın Frankfurt kentinde bulunan Rebstockpark’ta gerçekleştirildi.

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ve  Dersim İnşa Kongresi (DİK) tarafından organize edilen festival, Dersim’de Kadın ve Ekoloji paneli ile başladı. Moderatörlüğü Hülya Yer tarafından yapılan panele Araştırmacı Ekolojist Leyla Binici, Eğitimci Elif Akgül Ateş,Kadın Aktivist Hatice Tosun konuşmacı olarak katıldı.

Eğitimci Elif Akgül Ateş, Kırmanckî yaptığı konuşmasında Dersim coğrafyasında gerçekleşen kadın kırımına değindi. 1938 yılında gerçekleşen soykırımda özellikle kadın kırımına dikkat çeken Elif Akgül Ateş, o tarihte öncülük eden kadınların isimlerini de andı. O tarihte birçok kadının katledilmesinin yanında, dışarıya farklı ailelere verilen kadınların kendi dilinden, inancından, kültüründen uzaklaştırılarak bir asimilasyon süreci yaşatıldığını söyleyen Elif Akgül Ateş, Dersim’in dili, inancı ve kültürünün soykırımı yanında coğrafyasının da kırımdan geçirildiğine işaret etti.

Araştırmacı Ekolojist Leyla Binici ise Dersim ve Ekoloji başlığı ile sunum yaptı. Dersim tarihinde yaşanan katliamların yanı sıra, kültürel katliam ve ekoloji katliamı yaşandığını söyleyen Leyla Binici, “Dersim halkının geleneğinde doğaya, canlıya saygı esastır. Dersim kültüründe eşitlik ve adalet vardır. Ağacı keserken bile rızalık ister ağaçtan. Sabah yüzünü güneşe verip dua ettiğinde börtü böceği unutmaz. Kapitalist sistem geliştiğinde, dünya ekonomisini elinde tutan küçük bir azınlık, dengeleri altı üst etti. Şimdiden önlemimizi almak zorundayız. Çok az bir süremiz kaldı. Eğer önlemimizi almaksak dünyamız yok olacak“ diye konuştu.

Leyla Binici, Erzincan İliç örneğinden yola çıkarak madenlerin çevreye zararlarını anlattı;  “Politik ekolojinin yaşam tarzımızda ön plana alarak düşünmemiz ve yaşamamız gerektiğinin altını çiziyorum“ dedi.

Aktivist Hatice Tosun da Dersim’de fiziki katliamın yanında, beyaz bir katliam yaşandığını ifade etti. Hatice Tosun, “Dilimizi, kültürümüzü elimizden aldılar. Çocuklarımızı kendi elimizle gardiyanlara teslim ettik. Büyük bir asimilasyona uğradık. Günümüzde de bu asimilasyon en acımasız şekilde devam ediyor“ ifadelerini kullandı.

KÜLTÜR PROGRAMI

Panelin ardından program, kültürel etkinliklerle devam etti. İlginin yüksek olduğu festivalde sanatçı Burhan Karakaş ve Gule Meyara sahneye çıkarak ezgiler seslendirdi.

Demokratik Alevi Federasyonu Eşbaşkanı Huri Kabayel, Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu Başkanı Muharrem Erdoğan, Dersim İnşa Kongresi Eşbaşkanı Erol Aydın kısa konuşmalar yaparak soykırımcı politikalar karşısında, inancı, dili, kültürü sahiplenme çağrısında bulundu.

Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut da festivale katılanlar arasında yer aldı. Gökay Akbulut, Dersim halkını selamlayarak enternasyonal dayanışmanın önemine vurgu yaptı.

Festivalin en coşkulu programlarından biri de kültürel geleneklere göre düzenlenen Dersim düğünü oldu. Gelin ve damat, halkın coşkulu alkışlarıyla karşılanırken, Pir Hüseyin Bildik de gulbang okudu. Ardından folklor ekibi sahne aldı.

Festivalin ilerleyen saatlerinde Avrupa Kadın Dayanışması, Cumartesi Anneleri’nin 1000. Hafta eylemi nedeniyle destek mesajı yolladı. Sanatçı Veysel Aydın’ın sahne almasıyla devam etti.

DERSİM İNSANSIZLAŞTIRILIYOR, MÜSAADE ETMEYELİM

Festival komitesi, Dersim Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan’ın festivale çağrıldığını ancak vize verilmediği için gelemediğini belirtti. Komitesi bu uygulamayı kınadı.

DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir ise yaptığı konuşmada, sürgündeki yurttaşları buluşturduğu için festival komitesine teşekkür etti. Bilir, olağanüstü hal şartlarında Dersim’de yıllardır festival örgütlediklerinin de altını çizdi. Bilir, “Hiçbir şey gösterildiği gibi değil, zengin zenginleştikçe, fakir fakirleşiyor. Planladıkları maden projeleri de geniş bir alanı tahrip edecek. Dersim adeta insansızlaştırılıyor. Bu yapılan anti demokratik uygulamalara asla müsaade etmemek gerekir” diye konuştu.

DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu da festivalin katılımcıları arasındaydı. Avrupa’da yaşayan Dersimlilerin gözünün Dersim’de olduğunu belirten Ayten Kordu, Türk devletinin Dersim’in demografik ve sosyal yapısını değiştirmeyi hedeflediğine işaret ederek, buna karşı her yerde mücadele ve örgütlülüğü büyütme çağrısı yaptı.

AYTEN KORDU: DERSIM’İ DERSIM YAPAN İTİKATIDIR

Mayıs Ayı Şehitleri, Kobanê Siyasi Soykırım Davası, İmralı tecridi, tutsakların direnişi ve Cumartesi Anneleri’nin 1000. Hafta eylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Milletvekili Ayten Kordu, şunları kaydetti: “Mayıs ayı bizim açımızdan tarihsel özellikleri vardır. Bu tarih bedellerle yazılan acının katliamın tarihi olduğu kadar direnişin de tarihidir. Direnişin tarihi derken Denizler , İbrahimler, Haki Karerler ve Dörtler var bu tarihte. Bugün demokrasi ve özgürlük mücadelesini bu şehitlerin sayesinde yürütüyoruz. Onların bıraktığı mücadeleye devam ediyoruz. İnkar ve asimilasyon politikaları devam ediyor. Özel güvenlik politikası adı altında insansızlaştırma ve göç ettirme devam ediyor. Avrupa’da yaşayan halkımız bu festivali düzenleyerek anlamlı bir çalışma yürütüyor. Avrupa’ya gelen tüm canlarımız kendi kültürüne kurumlarına çok daha fazla kenetlenerek örgütlülüğünü büyütmelidir. Biliyoruz ki, buradaki canların gözü yüreği kendi topraklarındadır. Biz Kurdistan’da ve Türkiye’de demokrasi mücadelemizi yürütürken bunu hep söylüyoruz. Dersim’i Dersim yapan itikatı, inancı ve dilidir. Buradaki canlarımız kültürüne sahip çıkmalıdır. Bizi kendi kimliğimizden, inancımızdan itikatımızdan kopartmak istediklerini biliyoruz. Dersim’in demografik ve sosyal yapısı kimliği ve dili değiştirilmek isteniyor. Bunun için dışarıdan yabancılar getiriyorlar. Dersim topraklarının ekolojisine de büyük bir saldırı var. Dersim’in tüm madenleri talan edilmiştir. Mücadelemiz çok yönlü olarak topraklarımızda devam ediyor.”

CUMARTESİ ANNELERİ DEMOKRASİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR

Faşizmin tüm toplumsal yapılara karşı büyük bir saldırı içerisinde olduğunu da belirten Ayten Kordu, bugün Cumartesi Anneleri’nin eyleminin 1000. Haftası olduğunu hatırlatarak, “Onların mücadelesini saygıyla selamlıyorum. Anneler sadece kendi kayıpları için değil bu topraklarda demokrasi ve barış için mücadele ettiler” diyerek  Cumartesi Anneleri için temsilen karanfiller bıraktı.

Kobanê Siyasi Soykırım Davası’ndan ceza alıp tahliye edilen siyasetçilerin selamını ileten Ayten Kordu, “Tutuklu arkadaşlarımız bilsin ki, hepsi serbest kalana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu, siyasi bir davadır” ifadelerini kullandı.

Ayten Kordu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ilişkin tüm halklara, kadınlara gençlere yönelik olduğunu belirterek, şunları ekledi: “Bu tecrit politikası kalkmadan Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü sağlanmadan, Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmayacaktır. Bunun için cezaevlerinde direniş gösterenleri, annelerinin dışarıda gerçekleştirdiği direnişi saygıyla selamlıyorum. Onurluyuz, başımız dik, mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz.”

14. Dêrsim Kültür Festivali, halay ve müzikle devam etti. (ANF)